





Bunlar, şimdi Papadopulos’un aklındaki öncelikler sıralaması.
3 Ekim’de başlayacak müzakerelerde, öncelikle kendi işine gelen bölüm başlıklarını öne aldırmayı planlıyor. Bunun için aylar evvelsinden çalışmalara ve kulislere başladı.
Nedir istekleri ?
a- Türkiye’nin Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini tanıması.
b- Limanlarını, Kıbrıs Rum bayraklı gemi ve uçaklara açması.
c- Türk askerinin adadan çıkması.
d- Kuzeydeki Rum topraklarının sahiplerine iadesi.
e- Rumların kuzeye geri dönmesi.
f- Türklerin azınlık olduğu tüm Kıbrıs’a hakim (Rum) Cumhuriyeti
Hangileridir bu istekleri kapsayacak Türkiye-AB müzakere başlıkları
1. ...
Üstünde koparılan fırtına kadar önemli değil. Açıklandıktan bir gün sonra ben deklarasyonu tekrar okudum. Sonra gene okudum. Sonra gene okudum.
Tam Kıbrıs tabiri ile “Hikayeden düdük” veya “Osuruktan tayyare”. (Böylesi bir kelime kullandığım için okuyucularımdan özür dilerim ama tam tanımı da maalesef öyle)
AB’nin karşı deklarasyonu açıkça “Tek yanlı ve siyasi karakter taşıyor.” Belki de Rumca yazılsaydı daha iyi olurdu. AB’nin üstüne kurulduğu temel prensiplerin tamamen dışında. Üstelik hiçbir “kıymeti harbiyesi” yani değeri veya önemi de yok.
Gerek Türkiye’nin deklarasyonu, gerekse de AB...
Yanlış okumadınız. AB içinde herkes atıp tutuyor ama, Fransa dahil hiç kimse tek başına VETO kullanmak niyetinde değil. İşin sonunda iç tribünlere oynayıp maç bittikten sonraki gün güneş ağarırken, Türkiye ile olan ekonomik ilişkiler gündemde yerini alacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, yemedi içmedi ve AB üyesi ülkelere birer mektup gönderdi ve mektubunda Türkiye’nin Rum Yönetimi’ni tanımama politikasını değiştirmesi için AB üyelerinden oluşacak bir “Avrupa ülkeleri ittifakı” oluşturmak çağrısı yaptı. Tıpkı, Kasım 1095 tarihinde Papa II.ci Urban’ın Fransa’da bulunan Clermont şehrinde yapılan Konsey toplantısında Kudüs’ü ele geçirmiş Türklere karşı “Avrupa Birl...
Erdoğan evvelki,gün ödül aldığı Ambrosetti Forumu’nda “Bizi AB’ye almazsanız, Kopenhag Kriterleri’nin adını Ankara Kriterleri olarak değiştirir, yolumuza devam ederiz” restini çekti.
Kopenhag kriterleri arasında Türkiye’nin Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini tanıması yok, “İmtiyazlı Ortaklık” gibi bir tanımlama da yok. Geri kalan kriterlerin tümünü Türkiye yerine getirdi ve AB ile müzakerelere başlayabilmek için istenilen her şeyi tamamladı.
Bu gerçek çok net ve çok açık.
AB günden güne derin bir çıkmaza giriyor. Kökeninde sınır sorunu olan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini bünyesine kabul etmeleri yatıyor. Artık bunu anlamaya başladılar. Kıbr...
AB sınır sorunu olan ülkeleri bünyesine almama ilkesine rağmen, tarihi bir hata yaptı ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini, Birlik üyeliğine kabul etti.
Kıbrıs’ı çiğnedi çiğnedi ama lokmalar ağzında küçüleceğine büyüdüğü için bir türlü yutamadı. Şimdi bu hatasının hazımsızlığını çekiyor.
Tam tabirle “Aldı başına belayı”.
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti hem şımarık hem de problemli. Ada olmasına rağmen tam bir “Apartman çocuğu”.
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlarının dün İngiltere’nin Newport şehrinde yaptıkları Gayrı Resmi toplantı, Birliğin karar mekanizmasının ne denli ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu gözler önüne serdi.
AB D...