





AB’den gelen haberler, Türkiye’nin önerilere olumlu yanıt vererek önerilerin kabul edilmesini incelediği doğrultusunda.
Bu saate kadar hiç kimse Türkiye’den “HAYIR” lafını duymamış.
Tam aksine AB’li diplomatlar Türk yetkililerinin ilk kez Maraş’ın BM’ye verilmesi konusunu ciddi bir biçimde incelediğini söylüyorlar. Buna karşın Türkiye’nin Ercan’a ve Ercan’dan yapılan uçuşların yasallaştırılmasına da talep etmeye devam ettiğini vurguluyorlar.
İşin ilginç yanı Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti yönetimi’nin de, Finlandiya önerisine yönelik olumlu mesajlar göndermesi. Öneriye olumlu yaklaşan Rumların, konu hakkında ciddi çekinceleri de var ve bunu da saklamıyorlar.
<...
Hatırlıyormusunuz, 7 Mart 2006 günü adaya gelen AB Yüksek Temas Grubu, Kıbrıs’lı insanlar ve kuruluşlarla çeşitli temaslarda bulunmak üzere adaya gelmeden evvel ülkeye geliş amaçlarını belirtmek üzere gönderdikleri yazıda, Kıbrıs Rum kesiminde yapacakları temaslardan sonra, “Ada’nın kuzeyinde zorla tutulan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarıyla görüşecekleri” şeklindeki bir ifade ile gelmişlerdi.
Çok değil aradan sadece 7 ay geçti ve bir takım gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Geç başladı ama güç olmadı.
Aslında işin başını gene bir Kıbrıs’lı Rum çekti. Rum Yönetimi Eski Dışişleri Bakanı Ioannis Kasoulides ilk vurgulamayı yapmıştı o gü...
Yıllardır 1.ci Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı her öneriye “HAYIR” demekle suçlayan Cumhurbaşkanı M. A. Talat, şimdi aynı yolu kendisi de benimsemiş gözüküyor. Aslında işin doğrusu da öyle davranmak.
Aksini düşünürseniz, olaylara iyi niyetle yaklaşıp, “Ben iyi niyetliyim” Rumlar da kardeşimizdir ve iyi niyetlidirler diye düşünerek elinizi barış için uzatırsanız, kolunuz hemen gidiyor.
2003 Milletvekilliği seçimlerinde ve sonrasındaki Cumhurbaşkanlığına adaylığı günlerinde “ben Kıbrıs sorununu üç ayda çözerim” diyerek sansasyon yaratıp taraftar toplamış olan Talat, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Kıbrıs sorununu değil üç ayda, değil ...
Avrupa Birliği gün geçtikçe Kıbrıs batağına saplanıyor ve başı her gün bir başka Kıbrıs kökenli sorundan dolayı ağrıyor. Çoğu aralarına Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini aldığı için pişman ama, şimdilik elden gelen pek bir şey yok.
1959-1960 Londra ve Zürich Anlaşmaları, Kıbrıs Cumhuriyetini, Garantör devletlerin üye olmadığı bir kuruluşa üye olmasını önlüyor. Kuruluş yasası madde 22 ve 23 ile Garanti Anlaşması Madde 1 ve 2, bu konuda açık hükümler taşıyor.
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti AB görüşmeleri devam ederken ve de sonuçlandıktan sonra Türkiye’nin itirazları ile beraber dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın yaptığı itirazları ve uyarıları dikkate alan Avrupa Komisyon...
Bir anda her kes atladı Finlandiya’nın Altı Maddelik Formülü üstüne.
Çok değil daha bir hafta evvel Cumhurbaşkanı Talat, önerilerin “Rum önerisinden farksız olduğunu ve kabul edilemeyeceğini” söylerken Türkiye de önerilere olumsuz yaklaşım sergilemiş ve görüşmek için “başlangıç dahi teşkil etmediğini” bildirmiştir.
Sonra ne olduysa oldu, aradan yedi gün geçtikten sonra bu öneriye, tartışabiliriz denmeye başlandı. İyi tartışılsın bakalım. Hangi Türk’ün vicdanı bunlara “Evet” diyecek merak ediyorum.
Zaten beni ilgilendiren Finlandiya’nın Formül önermekle attığı yumuşama adım değil maddelerin içindeki tuzaklar. Formülün esasını ...