





Talat ve Hristofyas arasındaki müzakerelerde Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü aşama derken ve de her şey iyi gidiyor zannedilirken, perdenin arkası çok da ümit verici değil.
Son görüşmede “Güvenlik ve Garantiler” konusuna devam edildi ve “Göç, VatandaÅŸlık, Yabancılar ve Sığınma” hakkında açılış konuÅŸmaları yapıldı. Bu gün yapılacak müzakerede liderler birbirlerine bunların resmi yanıtlarını verecekler.
Müzakerelerin tatile gireceÄŸi 6 AÄŸustos’a kadar son bir görüşme daha olacak. 3 AÄŸustos’ta Nami ile Yakovu arasında yapılacak görüşmede YeÅŸilırmak (Limnidi) kapısının açılması konusundaki anlaÅŸmanın uygulama boyutları ve BM’nin bu uygulama iÃ...
Rumların Müzakerelerdeki taktiği yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Çıtayı iyice yükselttikten sonra alçaltmak için taviz isteyecekleri gün gibi aşikar.
Önce ortaya olası anlaÅŸmadan sonra kurulacak “BirleÅŸik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti”nin halen AB’ye üye mevcut “Kıbrıs Rum Cumhuriyeti”nin devamı olacağı iddiasını attılar.
Partenojenez bir devlet, yani geçmişi olmayan ve anlaşmadan sonra sıfırdan yaratılacak bir devleti asla kabul etmeyiz dediler.
Üstelik üstüne basa basa “Kırmızı Çizgimizdir” diye de vurguladılar.
Yardakçıları Atina’da arka çıktı bu düşünceye, her zaman olduÄŸu gibi.
Kesinlikle de...
Son bir haftadır Rum tarafında ve AB’de, gündemi meÅŸgul eden siyasi tartışma, İsveç DışiÅŸleri Bakanı Carl Bildt’in geçtiÄŸimiz hafta Avrupa Parlamentosunda (AP) gerçekleÅŸtirilen görüşme esnasında yaptığı açıklama içindeki Kıbrıs’ta bugünkü durumun sorumlusunun Atina’daki Albaylar Cuntası’nın olduÄŸu yönündeki sözleri oldu.
Rum tarafı ve Yunanistan, 1 Temmuz-31 Aralık 2009 tarihleri arasında AB’nin dönem BaÅŸkanlığını yapacak olan İsveç’in Dış İşleri Bakanının bu sözlerinden adeta çılgına döndü.
Neredeyse her yere saldırmaya, protestolar göndermeye başladılar.
Kıbrıs konusunda doğrular söylenmeye, gerçekler dile getirilmeye başlanınca bir tü...
Geçen hafta benim değerlendirmelerime göre çok önemli olduğunu düşündüğüm bir çalıştaya katıldım.
“3.cü Türk Dünyası Basın Mensupları BuluÅŸması” güzel bir organizasyon ile Türkçe KonuÅŸan Ülkeler ve Akraba Topluluklarında görev yapan gazetecileri bir araya toplayan bir kusursuz bir etkinlik oldu.
Türk Dünyasının çeşitli ülkelerinde görev yapan bir çok gazeteci arkadaşımla tanışmak fırsatım oldu.
Fikir alış verişinde bulunduk, nasıl işbirliği yaparızı konuştuk ve kaynaştık.
En önemlisi de TÜRK DÜNYASI GAZETECİLER BİRLİĞİ’nin kurulması çalışmalarını baÅŸlattık.
İleriye doğru güzel bir adım attık ve düğmeye de bastık.
Görüşmeler devam ettikçe ve bir sona doğru yaklaşıldıkça, Rumların düşünce ve niyetleri de ortaya çıkmaya başladı.
Rumların çok da iyi niyetli oldukları, adaya yapıcı ve kalıcı bir çözüm getirmek niyetinde oldukları da pek söylenemez.
Hristofyas, Kıbrıs sorununun çözümünün AB’nin birincil hukuku olamayacağını belirterek, Kıbrıslı Türklerin lehine her hangi bir derogasyon yani AB’nin kendi içindeki kurallarının dışında her hangi bir aykırı madde olmayacağını ve Kıbrıslı Türklerin haklarını koruyacak her hangi bir tedbirin alınamayacağını söylemesi, müzakereler sürecine yep yeni bir boyut getirdi.
Hristofyas, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’n...