Kutsal İttifaka Hazır Olun

Kutsal İttifaka Hazır Olun

Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, İsrail komandolarının Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda gerçekleştirdikleri saldırı ile ilgili olarak BM tarafından hazırlanan raporun New York Times gazetesine sızdırılması sonrasında yaptığı açıklama gerçekten de politika dünyasında bir şok yarattı.
Hem de güçlü bir şok.
Şok şimdi yavaş yavaş geçiyor.
İsrail, Türkiye’ye karşı kendi elini güçlendirmek için çevrede dostlar arıyor.
Bulabileceği dostları, Türkiye’nin düşmanları, veya da Türkiye’den kuyruk acısı olanlar olabilir ancak.
Dönemin Rum Meclisi Başkanı ve EDEK partisinin kurucusu Dr. Vassos Lissaridis, 70’li yılların sonunda Trodos dağlarında ASALA militanlarının eğitilmesi için kamp açmıştı. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra da PKK teröristlerini eğitmek için aynı bölgede bir kamp daha açtı.
Türkiye’ye karşı faaliyetlerini geliştirip, PKK ve ASALA’ya gönderilen silahların transit ve evrak değiştirme merkezini de Limasol Limanı yapmıştı.
PKK teröristlerinin başı Apo’ya da Mavros Lazaros adına C015918 numaralı Kıbrıs Rum Cumhuriyeti pasaportunu bizzat kendisi hazırlatmış ve diplomatik kurye ile elden kendisine göndermişti.
Rumların Kürt terör Örgütü PKK ve Ermeni terör Örgütü ASALA ile sıkı ilişkileri, “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” felsefesi ile 70’li yıllarda başlamıştı.
Şimdi bu Kutsal İttifak’ın içine İsrail’de ister istemez, bölgede Türkiye ile tek başına karşı karşıya kalmamak için girmek zorunda.
Yunanistan, Ermenistan, Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve PKK’ın bundan sonra Türkiye’ye karşı güçlü bir ittifak oluşturacakları kesin.
Amerika’da güçlü bir konumda olan Yahudi Lobisi, aynı konumda olan Ermeni Lobisi ve Helen Lobisi ile işbirliği içine girecek ve gerek Temsilciler Meclisinden, gerekse de Senato’dan arka arkaya Türkiye aleyhine hep birlikte çalışarak kararlar çıkartacaklar.
İlk çıkartacakları karar sözde Ermeni soykırımının ABD senatosundan geçirilmesi olacak. Aslında bu karar ABD senatosu ve Temsilciler Meclisini de gülünç duruma sokacak. Çünkü aynı Senato ve Temsilciler Meclisi Türkiye’nin Kurtuluş Savaşından sonraki yıllarda yaptığı bir toplantıda böylesi bir olayın yaşanmadığı kararını almıştı.
Her ne kadar Amerika artık batağa doğru sürükleniyorsa da ve Temsilciler Meclisi ile Senatosunda alacağı kararların pek bir Kıymet-i Harbiyyesi yani değeri olmayacaksa da bunları hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Bölgesel çıkarların Politikayı nasıl çirkin bir şekilde acımasızca kullandığını ibretle izleyeceğiz.
Yunanistan her ne kadar içine düştüğü bataktan kurtulmak ve bütçesinde 500 milyon Euro’luk kısıtlama yapabilmek için Yunan kara kuvvetlerini oluşturan 5 ordu biriminden 1 tanesini, 10 tümenden 5 tanesini ve 24 tugaydan 11 tanesini iptal kararı almışsa da İsrail ile savunma işbirliği protokolü imzaladı.
İsrail, Türkiye’nin güney doğusunda süregelmekte olan terörün kaynağı olan PKK ve de Kuzey Irak’taki Barzani ile de Irak’ın işgalinden sonra işbirliği içine girmişti. Şimdi bunu daha da pekiştirecek. Peşmergelere eğitim verecek, silahla donatacak ve bütün gücü ile Türkiye’ye karşı kullanacak.
Hedefi Türkiye Hükümetlerine, güney doğuda çıkaracağı sorunlarla nefes aldırmamak, askeri ve ekonomik yönden gelişmesini baltalamak olacak.
ABD’nin Avrupa Birliği’nin bu gelişmeler karşısındaki tavrı 21. Yüzyılın tarihinin yazılmasında çok önemli bir rol oynayacaktır.
Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın, “AB ile ilişkilerimizi dondururuz” sözünü ABD ve AB blöf olarak değerlendirip, en güçlü dayanağı, müttefiki Türkiye’yi kaybetmeyi göze alırsa, tarih kendilerini asla affetmeyecek ve her ikisi de dağılma sürecine girecektir.

Prof. Dr. Ata ATUN
ata.atun@atun.com
http://www.ataatun.com
7 Eylül 2011

6 Eylül 2011
Kutsal İttifaka Hazır Olun için yorumlar kapalı
Okunma 67
bosluk

Orta Doğu Tarihinin Kırılma Noktası

Orta Doğu Tarihinin Kırılma Noktası

Türkiye artık Küresel bir oyuncu konumunda.
ABD, AB, Çin, Rusya ve İsrail ile hem ekonomik hem de askeri bir güce dayalı bir diplomasi yürütüyor.
Gerçekte ilk gücünü BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği sırasında göstermiş ve Avrupa Bölgesinden aday olarak karşısındaki Avrupalı rakibine büyük oy farkı atmıştı. O günlerde pek fark edilmemişti bunun nedeni.
İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırı düzenlediği 31 Mayıs 2010 tarihi, Orta Doğu tarihinde bir Milat konumunda artık.
İsrail Mavi Marmara gemisine saldırmakla Türkiye’yi komşu Arap ülkeleri ile aynı sınıfa koyma hatasını yaptı.
Hata yaptığını ise çok geç fark etti.
Fark etmesi bir başka gerçeği de ortaya çıkardı.
Artık birçok İsrailli ve Batılı diplomat, İsrail’in Orta Doğu’da tek bölgesel güç olmadığının, 1967’den beri sürdürdüğü “Tek Güç” konumunun da aynı Osmanlı Devleti”nde olduğu gibi “Duraklama Devri”ne dönüştüğünün farkında ve bunu da zaman zaman dile getiriyorlar.
ABD’li politikacılardan gelen haberler ABD’nin İsrail’i artık Orta Doğu denkleminden dışarı çıkardığı yolunda.
Bu çok önemli bir karar ve uygulama. ABD artık İsrail’in Orta Doğu’da belirleyici aktör olma kapasitesinden ve rolünden uzaklaştığı inancında.
T.C. Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 5+1 maddelik açıklaması, yıllar sonra Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kimin sözünün geçtiğinin diplomatik yolla dile getirilmesinin güzel bir örneği.
İlk defa bir Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de egemenliği vardır, haklarımı ihlal ederseniz, vatandaşlarıma uluslararası sularda saldırırsanız, ben de gerekli olduğu yerde askeri gücümü kullanırım” mesajını açık ve net olarak verdi.
İşte İsrail’in kırılma noktası burada başladı.
İsrail, Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) çok iyi tanıyor ve Türklerin geleneklerinin içinde “Dövüş Sanatı”nın çok önemli bir yerde olduğunu da çok iyi biliyor.
TSK’nın hiçbir Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri taşıt, aygıt ve silahlarında İsrail yazılımı, donanımı ve makine parçası yok. Aselsan, Havelsan, MKE ve benzeri kuruluşlar son iki yıl içinde yerli yazılım, donanım ve makineye geçtiler. TSK artık dışa bağımlı değil.
İsrail Başkanı Golda Meir’in çok ünlü bir sözü var, “İsrail Devletinin savaş kaybetmek gibi bir seçeneği yoktur. Savaşı kaybettiği gün haritadan silinir.”
Yılların bölgesel voyvodası ve hukuk tanımaz İsrail’i, geçmiş yıllarda aklında her estiğinde Lübnan’a, Suriye’ye, Ürdün’e ve Mısır’a saldırmaktan hiç çekinmezken, Türkiye’yi karşısına almaya bir türlü cesaret edemiyor.
Aklı başında İsrailli politikacılar ve gazeteciler İsrail’in Türkiye’yi ‘bölgesel düşman’ edinmemesi görüşünde.
7 Eylül Çarşamba günü çok kritik bir gün. Belki de Orta Doğu’nun önümüzdeki 50 yılının kaderini değiştirecek önemde.
Bunu fark eden aklıselim İsrailliler Başbakan Netanyahu’ya ve hükümetine seslenmeye başladılar. KKTC’nin “Kıbrıs”, Türkiye’nin “Hürriyet” Gazetesi konumundaki İsrail’in Haaretz gazetesindeki “Baş Yazı” İsrail Hükümetini Türkiye ile çatışmaya girmemeye, üzüntülerini ifade etmeye, tazminat ödemeye ve bir çeşit özür dileme ile ilişkileri düzeltmeye davet ediyor.
İsrail’in tirajı en yüksek gazetesinin başyazısı bu konuyu işliyorsa ve de hükümete çağrı yapıyorsa, olay çok önemli boyutta demektir.
Kıbrıs Rum tarafı ise hala devekuşu gibi kafasını kuma sokmuş, olayların farkında bile değil.
Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Erato K. Markulli’nin, AB Dışişleri Bakanları Gayrı Resmi toplantısında Türkiye’nin tutumunu gündeme getirerek ve “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de çıkarma niyetinde olduğu her türlü krizi önlemenin AB’nin sorumluluğu olduğunu” söylemesi, gerçeklerden ne kadar uzakta olduklarını gösteriyor.
Diplomatik yoldan kendilerine “oturun oturduğunuz yerde, boyunuzdan büyük işlere karışmayın” dendi ama anlamadıkları kesin.
Anladıklarında da aynen 20 Temmuz 1974’de olduğu gibi çok geç olacak.

Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com
5 Eylül 2011

4 Eylül 2011
Orta Doğu Tarihinin Kırılma Noktası için yorumlar kapalı
Okunma 87
bosluk

ABD Çöküş Sürecine Girdi

ABD Çöküş Sürecine Girdi

Dünya devi Amerika Birleşik Devletleri, bütün gücüne rağmen mali sıkıntıda.
Aslında uzun zamandır bu sıkıntının içindeydi ama “Kol Kırılır Yen İçinde Kalır” Atasözümüze uygun olarak kapalı kapıların, kalın perdelerin arkasında saklıydı bu durumu.
Günü geldi, kapalı kapılar, kalın perdeler aralandı ve gizemli evden dışarı kötü kokular sızmaya başladı.
Sızıntı bir Amerikan kuruluşu olan Standard & Poors’un, ABD’nin kredi notunu AAA’dan AA’ya düşürmesi ile başladı.
Gerçekte Standard & Poors’dan evvel merkezi Pekin’de olan derecelendirme (reyting) şirketi Dagong geçen yılın sonlarına doğru ABD’nin kredi notunu düşürmüştü. 2010 sonunda kredi notunu A+’ya indiren Dagong, sonra da bunu A-‘ye düşürdü. Çinli bir şirket olduğu için pek dikkate alınmadı ama yaptığının doğru olduğu sonradan ortaya çıktı.
ABD, ilk kez 1796 yılında Doları altına bağlamıştı ve o dönemde 1 ABD dolarının karşılığı 1.6 gr altın idi. 1900 yılında çıkarılan Altın Standardı yasası ile 20.67 ABD Doları 1 ounce (28.349 gr) altına sabitlendi ve ABD hükümeti dolar getirene karşılığı kadar altın ödemeyi taahhüt etti. Altına dayalı para sistemi, “elde ne kadar altın varsa o kadar para basılabilir” esasına dayandığı için ABD Doları dünya üzerinde ilk konvertibl (değiştirilebilen) bir başka deyimle de her ülkede geçerli para haline geldi.
ABD’nin 1944 yılında aldığı kararla tedavüldeki Dolarını altına bağlı olarak bastığını, yani Doların altın karşılığı basıldığını tek yanlı bir biçimde dünyaya ilân etmesi ile ekonomik ilişkileri olan dünyadaki bütün ülkelere de millî paralarını artık altına göre değil, ABD dolarını bloke ederek ayarlamaları zorunluluğunu getirdi.
ABD ile ekonomik ilişki içinde olan çoğu ülkeler, ABD doları bloke ederek para basma yoluna gittiler. Böylece dünyada altına ayarlı para sistemi, ABD dolarına bağımlı hale geldi.
1968 yılında Fransa’da De Gaulle, Almanya’da Adenaur bir araya gelip, ABD’nin bu yanlış ve dünyanın mali yapısını bozan para sistemine karşı harekete geçtiler. 1972 yılında Fransa ve Almanya hükümetleri, ABD’nin uygulamak istediği parasal politikaların tutarsızlığını göstermek için dolar toplayıp, karşılığında ABD’den altın talep ettiler. ABD Dolar karşılığı altın veremeyeceğini açıklayınca da ekonomik dengeler bir gecede alt üst oldu.
ABD bu yıldan sonra karşılıksız olarak Dolar basmaya ve bu karşılıksız Dolarlarla da başta petrol olmak üzere her tür ticari malı satın almaya başladı. 1972 yılında sinsi bir şekilde başlayan çöküş süreci, günümüzde doruğa ulaştı.
ABD şimdi Gayri Safi Milli Hasıla’sının sadece yüzde 13’ünü üretebiliyor. Dış ticaret açığı ise 630 milyar Dolar. ABD’nin dış borcu 14.3 trilyon dolar. Ülkenin her gün 1 milyar Dolar nakit paraya gereksinimi var. ABD Hazine Dairesi’nin sadece Çin’den aldığı borç 83 milyar dolar.
Çin Merkez Bankasında şu an 3 trilyon 320 milyar Doları bulan döviz rezervi var ve bu rakam hızla artıyor. Çin’in elindeki rezervin dörtte üçü Dolar, dörtte biri de Euro tahvili.
Dolar ve Euro’nun çökmesi durumunda Çin de yıkım süreci içine girecek veya da parasal zenginliğinin büyük bir kısmını kaybetmiş olacak.
Şimdi başta Çin olmak üzere ellerinde Dolar biriken ülkeler “Her çeşit malımızı Amerika’ya gönderip karşılığında Dolar denen bu kağıt parçalarını alıyoruz. Bunların karşılığında ABD’den veya da diğer ülkelerden herhangi bir mal veya hizmet satın alamazsak bu Dolarlar ne işimize yarayacak?” diye sormaya ve soruşturmaya başladılar.
Amerikan ekonomisinin düze çıkabilmesi için 200 trilyon Dolara gereksinimi var. Bu meblağ dünyadaki tüm gayri safi milli hasılaların toplamının 3 katı. Yani bulunması olanaksız bir miktar. Bu durumda da ABD’nin düze çıkamayacağı açık, çöküşü de kaçınılmaz demektir.
ABD bir müddet daha elindeki silah gücü ile dünyadan toplayacağı haraçlarla ayakta durmayı devam ettirse de, Rusya gibi de her an çözülmeye başlayabilir.
Zaten 14 Ocak 2010 tarihinde Arizona Eyaleti, resmi olarak iflasını ilan etti ve Arizona Eyalet Meclisi binası, Devlet Hastanesi ve hapishane binaları satıldı.
Sırada daha başka eyaletlerde var.
“Ne oldum deme ne olacağım de” atasözümüz sanki ABD için söylenmiş…

Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com
2 Eylül 2011

1 Eylül 2011
ABD Çöküş Sürecine Girdi için yorumlar kapalı
Okunma 344
bosluk
  • Sayfa 3 ile 3
  • <
  • 1
  • 2
  • 3
Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
Samtay Vakfı
kıbrıs haberleri
kibris 1974
atun ltd

Gallery

Şehitlerimiz-1 kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

Arşivler

Son Yorumlar