





KKTC Hükümeti Güney Kıbrıs’ta taşınmaz mal bırakan ve KKTC’de karşılığını alamayan Kıbrıs Türklerin de Rumlarla birlikte Taşınmaz Mal Komisyonu’na (TMK) başvurabilmesini sağlayacak bir kapı açmaya çalışıyor. Bu yönde Bakanlar Kurulunda geçen yasa tasarısı KKTC Meclisine sunuldu.
Taşınmaz Mal Komisyonu gerçekte bir Mahkeme statüsünde. 2005’in son günlerinde KKTC Meclisi’nin kabul ettiği 67/2005 sayılı yasa ile kuruldu ve 17 Mart 2006 tarihinde de Rumlara kapılarını açtı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Aralık 2006’da karara vardığı bir davanın içinde Komisyonun geçerliliğini ve yasallılığını kabul etmiştir. Bu nedenle de kararı tartışmasız doğru ve uygu...
24 Nisan 2004 tarihinde yapılan Annan Planı Referandumunda Rumların yüzde 75’e yakın oyla “HAYIR” demeleri gerçekte bizi birçok kayıptan kurtardı.
Bunların içinde en önemlileri Devletimizi, Egemenliğimizi, Türkiye’nin Garantörlüğünü ve Türk Ordusu’nun adadaki varlığını ve bizlere verdiği korumacılık görevini kaybetmedik.
Annan Planına Rumların Hayır demesi ile uzun bir listeyi oluşturacak olan kazanımlarımızdan önde gelenlerden bazıları aşağıda. Nelerden kurtulduğumuzu iyice anlayabilmek için bunları çok iyi okumak gerekiyor.
Kıbrıs Türk Devleti tarafınca, Kıbrıs Rum Devletine aşamalı olarak yapılacak toprak iadesi tamamlanarak tarımsal toprakları ile b...
KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun, New York’ta 22 Nisan günü BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile yaptığı görüşme, belli ki Rumları bayağı tedirgin etmiş.
Rum siyasilerin ve siyasi parti yetkililerinin son üç gündür yaptıkları açıklamaların tümü bu doğrultuda.
Nedense Rumlar hep kendilerini haklı görüyorlar ve başta BM Genel Sekreteri olmak üzere tüm ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği yetkilileri ile görüşmek haklarının sadece kendilerinde olduğunu farz ediyorlar. Türkiye’den eşit muamele talep ederken bizleri eşit olarak görmeyi hiç düşünmüyorlar. Ama elbet birgün bu eşitlik sağlanacak. Doğanın kuralı bu.
3 Nisan günü Rum Yönetimi Başkanı Niko...
Çağdaş düşünce ve fikirlerle uyum sağlayabilmek için her insanın eşit olduğu fikrine inanmak gerekiyor. Bunun başlangıcı da öncelikle, KKTC vatandaşı olan herkesin de eşit olduğu, eşit haklara sahip olduğuna inanmaktan geçiyor.
Bir evvelki yazımda bahsettiğim “Almadan vermek” mantığının kökeninde de bu anlayış yatıyor. Politikada mütekabiliyet uygulaması var, buna “Karşılıklı eşit davranış” da denilebilir.
Güney Kıbrıs’a geçmek için bazılarının iddia ettiği gibi AB vatandaşı olmak koşul değil, aynen Türk vatandaşlarının Yunan adalarına vizesiz 48 saatlik ziyaretler yaptığı gibi.
Rumlar KKTC’ye her istediğinde elini kolunu sallayıp geçiyorsa...
Mağusa’mın Surlariçi’nde yer alan Ayios Yeorgios İkserinos Kilisesi’nde ya da Türkçe tanımlaması ile Aziz Yorgos İkserinos kilisesinde geçen gün yapılan ayin beni çocukluğuma götürdü.
Kilise gerçekte Katolik kilisesi ve Ortaçağda, adanın Türkler tarafından fethine kadar Mağusa suriçinin kuzey batısında yaşamlarını sürdüren Nasturilere ait bir Nestoryan kilisesi. Söz konusu bölgede Nasturiler ve Ermeniler birlikte fakat ayrı ayrı mahallelerde yaşamaktaydılar.
Mağusa’nın güney doğu bölgesinde Ortodoks Rumlar, merkezde Lüzinyanlar, ardından Venedikliler, Güney batı bölgesinde ise Yahudiler yaşamaktaydı. Mağusa o dönemde dünyanın ticaret merkeziydi.
Bankacılı...