





KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra neredeyse son 50 yıldır süregelen birçok törelerimiz bir bir değişmeye başladı. Söylenen gerekçeler de belli.
“Müzakereler başladı, Rumları gücendirmeyelim.”
“Geçmişi unutalım, geleceğe bakalım.”
14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Mağusa’ya bağlı Muratağa, Atlılar ve Sandallar köylerinde yaşayan silahsız Kıbrıs Türklere karşı bir katliam uygulanmış ve kadın, çocuk, bebek ve yaşlı olmalarına bakılmaksızın en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere 126 kardeşimiz şehir edilerek dozerlerle çukurlara gömülmüşlerdi.
Tesadüfe bakın ki, aynı gün aynı saatlerde, Kıbrıs adasının en güney...
Dünya üzerinde süren ekonomik daralma, Asya borsalarının çökme noktasına gelmesi, Avrupa Birliği içinde yaşanan deflasyon ve Türkiye’de yaşanan siyasi olaylar ile terörün yarattığı olumsuz ekonomik gelişmelerin etkisi bizim küçücük ülkemizde beklendiğinden daha da büyük oldu.
Dövizdeki kur değişikliğinin önüne geçilmesi mümkün olmasa da halkın ekonomik sıkıntılarını azaltacak bazı tedbirler alınabilir.
Bunlardan en önemlisi de bütün yaşam alanlarını etkileyen ve olmazsa olmaz enerji kaynağı olan elektrik enerjisinde yapılabilecek indirimler.
KIB-TEK’in tekel bir kuruluş olması ve tekel olmayı da ısrarlar sürdürmek istemesi, vatandaşın sırtında çok ağır bir elektrik gider...
Anastasiadis’in Müzakere heyetine bakıyorum, hepsinin kökeninde Yunan Milliyetçiliği eylemleri ve adanın Yunanistan’a bağlanması için çalışmalar var. Kendilerinin veya da ailelerinin bir şekilde EOKA ile bağı bulunuyor.
Rum Cumhurbaşkanının görüşmecisine bakıyorum, “18 yaşımdan beri doğum günlerimi (20 Temmuz) coşkuyla kutlayamıyorum” diyen, Rum Ulusal Konsey’ine alternatif olarak sunulan ve uzun uzun yapılan görüşmelerin ardından partilerin oy birliğiyle görüşmeci olarak onaylanan fanatik bir Rum-Helen Milliyetçisi.
Komisyonlar ve çalışma gruplarındaki Rum üyelerin tümü de seçme. İlk koşul Helen Milliyetçisi olmaları.
Özellikle de Toprak ve Mülkiyet Komisyonu tam ...
Doğu Akdeniz bölgesinde, NATO’nun güney kanadını oluşturan Türkiye ve Yunanistan arasında bir savaş çıkması olasılığından büyük endişe duyan ABD, bölgede çıkacak bir savaşı kendi stratejik çıkarlarına zarar vereceğini düşünerek devreye girer ve dönemin ABD başkanı Lyndon B. Johnson, Türkiye başbakanı İsmet İnönü’ye, 5 Haziran 1964 tarihinde kaba bir üslupla yazılmış, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacını içeren bir mektup, daha doğrusu bir ültimatom, (kesin uyarı) gönderir.
Bu kesin uyarı mektubu özetle, “Benim sana verdiğim silahlarla Kıbrıs’a çıkarma yapamazsın” diyordur.
Bu olaydan sonra İsmet İnönü’nün söylediği (iddia edilen) ünlü “...