





Rumların, 1974 öncesi soykırım kanıtlarını yok etmek için Muratağa, Atlılar, Sandallar halkına para teklif ettiği, iş vaadinde bulunduğu iddia edildi
Toplu mezarlardaki korkunç iddia
Yurdagül Atun
Atlılar köyündeki katliamda annesini ve 4 kardeşini şehit veren Ahmet Muhtaroğlu, naaşların tespit edilerek gömüldüğünü ancak bu toplu mezarlardan rahatsız olan Rumların, böyle bir gerekçe göstererek mezarları açtırma yoluna gittiklerini söyledi. Amacın “toplu mezarları ortadan kaldırmak” olduğuna dikkat çeken Muhtaroğlu, “bu katliamın izlerini silmek için bizlerden bazısına para, bazısına da iş teklif ettiler” iddiasında bulundu.
[caption id="attachment_5080" align="alignleft"...
Muhteşem bir kitap okuyorum. Tamı tamına, dolu dolu 780 sayfa. Yazarı İbrahim Okur. Kitabın adı: Boyasını Kazıyınca. Alt başlığı: Küresel Güç Odaklarının Egemenlik Felsefesi. Dünyanın politik tarihine, farklı ülkelerin nasıl oluştuğuna ve bu ülkeleri oluşturan insanların yaşam felsefeleri ile politik kültürlerini öğrenmeye niyetiniz varsa kesinlikle okumalısınız. Bana göre büyük bir bilgi hazinesi. Dünya üzerinde güç odaklarının nasıl oluştuğunu tarihsel bir akışla anlatıyor. Günümüzde yaşadıklarımızın nedeni ve köklerinin nerelere kadar indiğinin detaylı bilgisi bu kitabın ayrıcalığını oluşturuyor.
Benim en çok dikkatimi çeken bölümlerinden bir tanesi de Rusya. Onuncu yüzyıla kadar ortalık...
BM Genel Kurulu’na Kıbrıs adasının tek temsilcisi olarak katılan Anastasiadis iyice ipin ucunu kaçırdı. BM Güvenlik Konseyi’nin beş Daimi Üyesine verdiği yemekte astı kesti, kendini de Kıbrıs adasının tek sahibi ve lütufkâr yöneticisi sanarak, hakkı yenmiş mazlum rollerinde Türkiye Cumhuriyeti’ni baştan sona, aşağıdan yukarıya suçladı.
BM Güvenlik Konseyi’nin beş Daimi Üyesinden, Girit’te geçen asrın başında yaptıklarının aynısını Kıbrıs adasında da yapabilmek için utanmadan, sıkılmadan yardım istedi.
BM Güvenlik Konseyi’nin beş Daimi Üyesi Türkiye’ye baskı yapsınlarmış! Önce Türkiye Kıbrıslı Türklere yardım etmekten vaz geçsinmiş, sonra adadan Türk askerini geri çek...
1968 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki aday vardı. Birisi Makarios, diğeri de Takis Evdokas’dı. Makarios kendine ve cüppesine güvenip aday olurken, Psikiyatrist Takis Evdokas da Grivas’ın adayı idi.
O dönemde Yunanistan’da Albaylar Cuntası iktidardaydı ve iktidar olmak güçlerinin de doruğundaydılar. Hem ordu hem de polis gücü ellerinin altında adeta hizmetkarları durumundaydı. Ne isterlerse yapabiliyor, kimi isterlerse tutuklayabiliyor, hapislere atıp unutabiliyorlardı veya söz konusu kişiyi halka unutturabiliyorlardı.
[caption id="attachment_5072" align="alignleft" width="281"]
Derinya Kapısının açılması konusunda açıkça çirkin bir oyun oynanıyor, hem de Rumların istedikleri doğrultuda.
İçimizdeki işbirlikçiler, öyle bir hava yarattılar ki, sanki de kapının açılmasını isteyen Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıs Rum tarafı da lütfen kabul ediyor kapının açılmasını. Bu nedenle de KKTC hudutları içinde açılacak yolun da kendi istediği şekilde ve güzergahta olmasını talep ediyor kendisi egemen devletmiş ve de kendi ne isterse o olacakmış gibi.
Hani siyasi eşitlik vardı.
Böylesi bir ortama ve Kıbrıslı Rum Yönetimine, özellikle de EOKA B’cilerin ruhani lideri Anastasiadis’e, KKTC sınırları içinde hangi yolun açılacağına karar verme yetkisini tanıyan siyasiler...