Tarihten gelen bir kartvizit

Tarihten gelen bir kartvizit

Bugün 1970 yılından bir kartvizit geldi. Akrabam olan Yd. Doç. Dr. Ayman Köle’nin sürprizi… Ninemin ve dedemin cebine birkaç kuruş harçlık koyarak Ankara’ya uğurladıkları, bir daha gelmeyeceğini düşünerek, doğan torunlarına da aynı adı koydukları (Meclis eski başkanı Hakkı Atun’a aynı isim verilmiş) ancak dönmekle kalmayıp köyündeki/ailesindeki tüm gençlere üniversiteye gitme yolunu açan babam Hakkı Atun’un kartviziti. Her zaman gurur duyduğum, yolunda ilerlediğim babamın… Babam, Ayman’ın babasına vermiş, o da saklamış bu zamana kadar. Nurlar içinde yatsın, mekanı, yetiştirdiği öğrenciler gibi aydınlık olsun…

Prof. Dr. Hakkı Atun-Kartvizit 1970 yılı

Prof. Dr. Hakkı Atun-Kartvizit 1970 yılı

12 Temmuz 2018
Tarihten gelen bir kartvizit için yorumlar kapalı
Okunma 144
bosluk

Çözüm zor, yasaklamak kolay

Çözüm zor, yasaklamak kolay

Girne-Lefkoşa Anayolunda altyapı işleri, üst yapı işleri, asfalt kaplama ve yenileme, bordür, oto korkuluk ve duvar işleri yapılırken ve böylesi bir fırsat ele geçirilmişken yolun 3 şerit “Gidiş” ve 3 şerit “Geliş”e çıkarılma şansı maalesef yitiriliyor.

KKTC’de, dairelerin tümü yazık ki “Günü geçiştirmeye” yönelik çalışmalar yapmaktalar. Tüm projeler “anlık.” Ve yazık ki geleceği bırakın, bugünün ihtiyaçlarını karşılamakta dahi yetersiz. Oysa, tüm bakanlıklarda olması gerektiği gibi, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığımızda da “Geleceği Planlama Birimi” açılması gerekiyor. Bu birimin, 2040, 2060 ve 2080 yıllarına yönelik nüfus artışını ve yerleşim yerlerinin genişlemesi projeksiyonu hazırlayıp, kapsamlı bir ara yol, tali yol ve ana yol çalışması yapması gerekmekte. Özellikle önümüzdeki 20 yıl içinde, Kuzey Lefkoşa çevre yolunun, -ki ben bu yolun yapılmasını 2004 yılında önermiştim- üzerindeki yerleşim alanlarının artacağını, bu yolun yoğun bir yaşam alanı olacağını bilerek şimdiden tedbir almak bir zorunluluk olmalı.

3 Şerit Lefkoşa-Girne Anayolu

3 Şerit Lefkoşa-Girne Anayolu


Girne-Lefkoşa Anayolunda haftada 5 gün ve günde 8 saatlik tek vardiya çalışma ile yenileme işleri yapılırken, ikinci önemli bir konu da ekonomik açıdan hata yapılmasıdır. İhale şartları içine yenileme işlerini yapan yüklenici (müteahhit) şirketin günde 3 vardiya çalışılması şartı da konmalıydı, ek mesai ücretinin fazlalığı dikkate alınmadan. Büyük bir olasılıkla Maliye Bakanlığının tavsiyesi ile fazla mesai verilmemesi ve en ucuz şekilde yolun bakımının yapılması ve yenilenmesi tercih edildi ve uygulamaya kondu. Belki Bakanlık/daire açısından kısa vadede karlı gibi görünüyor ancak ulusal para politikamız açısından yanlış bir karardır bu uygulama.

Fazla mesai ödenmesi yapılsaydı Bakanlığın kasasından çıkacak olan para ulusal nitelikte olacak ve gene KKTC’nin mali piyasasının içinde kalacaktı. Vatandaş eziyet çekmeyecekti ve en önemlisi de fazla mesai için harcanacak paranın belki de 10 katı vatandaşların cebinden çıktıktan sonra büyük bir bölümü yurtdışına benzin, mazot, lastik ve yedek parça olarak gitmeyecekti. Mevcut uygulama ile tüm fazla mesai bedelini yolu kullanan vatandaşlarımız ödemekte ve ödenen meblağın da vergi kısmı hariç ana parası maalesef KKTC sınırları içinde kalmadan ve KKTC’nin mali piyasasına girmeden, direkt olarak yurt dışına gitmektedir.
O yüzden de, yol yapım, tamir ve bakımlarında 3 vardiya ve ek mesai yöntemi kullanılmalı, bu şekilde ek mesailer için ödenecek meblağın KKTC sınırları içinde kalması ve de vatandaşın uzun süreli eziyet çekmemesi sağlanmalı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığının gözle görülebilen bir başka hatası da Girne-Lefkoşa yolu üzerinde inşaatı senelerce evvel tamamlanmış olan Lavinium sitesindeki “yasaklama” uygulaması. Bakanlık bu konudaki uygulamasını ısrarla ve inatla sürdürmekte, Lavinium sitesinde yaşayanların ana yol ile olan bağını kesmek için elden geleni yapmakta. Sitedeki tek tük araç sahibinin ana yola çıkmak için yıllar önce oluşturduğu toprak yol anında dozerle kapatılırken şimdi de orada yaşayanlarını büyük çoğunluğunu oluşturan öğrenciler yola çıkmasın, minibüse binmesin diye neredeyse 200 metre uzunluğunda yola tel kafesler çekildi. Keşke bu para minibüslerin durup yolcu alabileceği yolun her iki tarafında yapılacak cepler için harcansaydı. Birileri çıkmış, o bölgeye belli saatlerde otobüs servisi konduğunu, dolayısıyla yolun kapatılmasının öğrencilere engel olmayacağını savunuyor sanki her beş dakikada bir minibüsün geçtiği adanın en işlek yolundan değil de, en ücra köşesinden söz ediyormuşuz gibi! Site sakinleri, kapılarının önünden vızır vızır araç geçerken belli saatlere mahkum ediliyor onların aklına göre.

Bakanlıkların kuruluş amaçları halka hizmet etmektir. Yasak koymak, icraat yapmayı beceremeyen bürokratların seçtiği en kolay ve en ucuz yoldur. Yasakları koyarlar ve sorunu çözdüklerini zannederler. Ama konan yasak, içi su dolu ateş üstünde kaynayan bir çaydanlığın, süreç içinde içinde oluşan basınca dayanamayıp kapağını fırlatması gibidir. Patladığında da söz konusu bürokratlar konuyu hayretle karşılar sürprizmişçesine. Sonra da, önce suçu geçmiş hükümetlere atıp, ardından da ister istemez ne yapılması gerekiyorsa yapmak zorunda kalırlar.

Sayın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, müsteşarınız ve bu yasakları ısrarla devam ettirmek isteyen bürokratınızla birlikte makam şoförünüz sizi, Lavinium sitesinin ortasında bıraksın. Önce söz konusu sitede çoğunlukla kimlerin oturduğunu gözleyin ve site sakinleri ile konuşun. Şehirlere ulaşım olanakları ile en basit gıda alışveriş imkanlarını araştırın. Sonra da makam aracınızı kullanmadan, kendi olanaklarınızla biriniz Lefkoşa’ya diğerleriniz de Girne’ye gitmeye çalışın ve orada oturanların çektiği sıkıntıları birebir yaşayın.

Aslında çözüm çok basit. Lavinium sitesi için yıllardır konan yasaklar yerine yapılması gerekenler, öncelikle yol bakımı gerekçesi ile yol kapatıldığında, yolu 3 şeride çıkarmak, 2 km. kuzeydeki mobilya mağazasına Lefkoşa-Girne gidiş istikametinde inşa edilen girişin benzerinin Girne-Lefkoşa gidiş istikametinde Lavinium sitesi için yapmak, yolun her iki tarafında en az 3 minibüsün arka arkaya durabileceği şekilde cepler inşa etmek ve bu cepleri birbirlerine üst geçit vasıtası ile bağlamak olmalıdır. Ana yolda oluşmasından korkulan kazaları önlemek için etkili çözüm bulmak ve buna ilaveten halka hizmet verilmek isteniyorsa, yasaklar koymak yerine çözüm üretilmelidir. Ulaştırma Bakanına son tavsiyem de yasakçı bürokratlar yerine çözüm üreten, geleceği görebilen bürokratlarla çalışmasıdır.

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Dr. (Ulus. İliş.) Ata ATUN
Akademisyen
e-mail: ata@ataatun.com veya ataatun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: AtaAtun1

9 Temmuz 2018
Çözüm zor, yasaklamak kolay için yorumlar kapalı
Okunma 70
bosluk

Rum tarafında mali kriz kapıda

Rum tarafında mali kriz kapıda

Rum tarafında mali kriz kapıda

Kıbrıs Rum kesiminde 2010 yılında kendini gösteren ve 2013 yılının Mart ayında büyük bir gürültü ile patlak veren “Mali Kriz” bugünlerde yine hissedilmeye başlandı.
07.06.18-Rumlar batmanın eşiğine geldi
Avrupa Birliğinin Kıbrıs Rum Yönetiminin mali denetimini koşulsuz olarak ele almasından ve uzun vadeli borçlandırma yapmasından sonra 2013 yılında yaşanan krizin açtığı yaralar yavaş yavaş kapanmaya başlamışken, Kıbrıs Rum tarafının en eski ve Rum halkının birebir hissedarı olduğu (Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankasının Hellenic Bank’a satılması konusu, yıllardır pusuda bekleyen yeni bir mali krizin can suyunu oluşturmaya başladı.

Anastasiadis hükümetinin Temsilciler Meclisindeki destekçisi DİKO adlı siyasi partinin (Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankasının ayakta kalabilmesi için bankanın Hellenic Bank’a satılması kararına şerh koyması ve Temsilciler Meclisinde, bankanın satışına onay vermek için aralarında Kooperatif Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Maliye Bakanı’nın da bulunduğu bazı yetkililerinin istifasını şart koşması, siyasi bir krizi başlattı.

DIKO’nun baskısı karşısında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in talimatı ile (Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankası Yönetim Kurulu ve Başkanı, istifalarını vermesinden sonra da siyasi kriz, mali krize dönüştü. Bunun da nedenlerinden bir tanesi batık kredileri yönetecek kurulun, birimin veya da kayyumun atanmasına kadar istifa eden kişilerin görevleri başında kalacak olması.

(Kıbrıs Rum) Kooperatif Bankasının Yunanistan kökenli Hellenic Bank’a satılması kararı bugün, (6 Temmuz Cuma) Rum Temsilciler Meclisinde oylanacak. Temsilciler Meclisindeki siyasi partilerin konu tartışmaya açıldığından beri satışa isteksiz davranması nedeni ile ortaya çıkan belirsizlik, Rum mudi, mevduat sahibi ve hissedarları çok rahatsız etmiş olmalı ki, son birkaç gündür banka vezneleri ve ATM’lerde yığılmalar başladı. Kooperatif bankaları, günlük sadece 3 bin Euro’ya kadar çekime izin veriyor. Bu kısıtlama da krizi bir o kadar daha tetikliyor.

Kötü yönetim nedeni ile 2017 yılının güz aylarında başlayan güvensizlik sonrasında banka 3 milyar Euro’ya yakın bir mevduat kaybettikten sonra bunu üstüne son 72 saatte 1 milyar Euro’ya yakın mevduatın çekilmesi de ilave olunca krizin boyutları büyüdü.

Mevduat çekimi kendilerine de bulaşabilir korkusu ile diğer bankalar da şimdi ateş üstünde. Anastasiadis hükümeti, konu ilgili tüm bürokratlarına ve banka yetkililerine “sakın tansiyonu tırmandırmayın, mevduatlardan tıraşlama olmayacak, herhangi mali bir sorun yaşanmayacak mesajını halka verin” talimatını vermiş olmasına rağmen kriz doludizgin devam ediyor. Krizi tırmandıran konulardan bir diğeri de “ESTİA” (aile ocağı) isimli borçlulara yönelik kurtarma planının meclise sunulmuş olması.

ESTİA planı yaklaşık 15 bin borçluyu ve toplamda 3 milyar 400 milyon Euro tutarındaki geri ödenemeyen krediyi kapsıyor. Bu plan, bankadan alınan borca karşılık konutunu teminat gösteren ve krizden dolayı taksitlerini ödeyemeyen kişilerin birikmiş borçlarının üçte birinin silinmesini öngörüyor. Sorun söz konusu silinecek olan yaklaşık 1 milyar 100 bin Euro’yu kimin ödeyeceği.

Bu planın kardeşi ise, AB’nin mali yardım karşılığı şart koştuğu torba yasa içindeki “Açık arttırmalarla ilgili” olan yasa. Asıl çıbanbaşı bu. ESTİA kapsamı dışında kalan borçlular ile planın içinde yer alan ama ESTİA koşullarını tam olarak yerine getiremeyen veya da getirememiş olan borcular yeniden yapılanma kapsamına giremeyecek. Sonrası ise tam bir kaos. Özellikle evini ipotek ederek bankadan kredi alıp da ödeyemeyenlerin evleri, torba yasa ile kabul edilecek olan “Açık arttırmalarla ilgili” yasa içeriğince yerinde yapılacak açık arttırmada o anda en yüksek bedeli veren kişiye “Ala uno, ala dire” çağrısı ile sonlanacak açık artırmada satılacak olması. Borçlunun satış fiyatını kabul etmemek gibi bir yetkisi de olmayacak bu satışlarda ve borçluların evleri “üç kuruşa” satılacak.

Prof. Dr. Ata ATUN
KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
e-mail: ata@ataatun.com veya ataatun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: AtaAtun1

6 Temmuz 2018
Rum tarafında mali kriz kapıda için yorumlar kapalı
Okunma 92
bosluk
  • Sayfa 2 ile 2
  • <
  • 1
  • 2
Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
Samtay Vakfı
kıbrıs haberleri
kibris 1974
atun ltd

Gallery

Şehitlerimiz-amblem kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

Arşivler

Son Yorumlar