Ekümenik Patrikhane ne demektir? 2

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 4 Aralık 2004 Saat : 1:12


 

Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul patrikleri, devlete sadık kaldıkları müddetçe makamlarını, salahiyetlerini muhafaza ettiler. Patrikhane, Osmanlı Devleti’nin son 60 yılında, 1860-1862 Nizâmnâmesine göre idare edildi. Sultan Abdülaziz tarafından onaylanan bu Nizâmnâmeye göre Patrikhane, patriğin nezâretinde olup sivil işler için dört metropolit ve sekiz sivil kişiden meydana gelen karma bir meclisin de yardımını temin eden 12 kişilik Synode tarafından idare ediliyordu. Fener Rum Patrikhanesi, 1453’ten Lozan Antlaşması’na kadar geçen süre zarfında Türk kanunları himayesinde tam bir emniyet altında bulunmuştur.

Lozan görüşmelerinde Patrikhane konusu, “Azınlıklar Alt Komisyonu”nda gündeme geldi . Türkiye, Patrikhane’nin kesinlikle Türk topraklarından çıkarılmasını istiyordu, ancak Türk Heyeti, karşısında bu isteğe direnen çok sert bir muhalefet buldu. Görüşmeler süresince, Türk delegelerini en çok uğraştıran konuların başında gelen Patrikhane meselesi, yapılan yoğun tartışmaların ardından, Osmanlı döneminde bütün ayrıcalıkların kaldırılıp, yalnızca dini yetkileri ile sınırlı kalması koşuluyla, Patrikhane’nin İstanbul’da kalmasının kabul edilmesiyle sonuçlandı.

Lozan’da anlaşma metinleri içerisinde Patrikhane sözü geçmemekle birlikte, Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte Patrikhane, laik bir devlet içinde İstanbul’daki Rum azınlığın bir kilisesi olarak varlığını korumuştur. Lozan Andlaşması ile birlikte Patrikhane’nin idarî, siyasî ve yargısal yetkilerine son verilmiş ve sadece dini bir kurum olarak kalması sağlanmıştır.

Patrikhane’de işler, komisyonlarca yürütülür. Her komisyonun başında bir metropolit bulunmaktadır. Fener Patriği, 6 Aralık 1923 tarihli valilik tezkeresine dayanan bir prosedür içerisinde St. Synode tarafından seçilir. St. Synode, Patrik adayları listesini İstanbul Valiliğine sunar. Bu adaylar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup makamları, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan metropolitliklerdir. İstanbul Valiliği, gerekçe göstermeden seçilmesini istemediği adayları listeden çıkarabilir. Valilik’ten gelen listedeki adaylar, St. Synode’da oylanır ve biri Patrik seçilir. Fener Patrikleri, Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde idarî açıdan, Eyüp Kaymakamlığı’na, Fatih Savcılığı’na ve İstanbul Valiliği’ne bağlıdırlar. Çoğu cemaatsiz 18 metropolit tarafından yapılan seçimin onayını İstanbul Valiliği verir. Buna göre Patriğin Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki en yüksek dereceli muhatabı İstanbul Valisi’dir.
Fener Rum Patrikhanesi, Lozan Andlaşması’na göre tamamen Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ve Türk makamlarının denetimine tabiî olmasına rağmen Türk hükümetinin vakıfların kontrol ve denetlenmesi ile ilgili kanuna dayanarak, Patrikhane hesaplarının kontrolünü istemesi üzerine Patrikhane yetkilileri; “Bu müessese Lozan Andlaşmasınca tanınmıştır ve denetlenemez” diyerek kontrole karşı çıkmıştı.

Fener patriklerinin Ekümenik sıfatını taşıyıp taşımayacakları uzun yıllar tartışılmıştır. Türkiye, bu konudaki en tutarlı dış müdahalesini 1965 yılında Paris’teki Uluslararası Diplomasi Akademisi’nde yapmış ve Fener Patriği’nin bu sıfatı kullanmaya yetkisi olmadığını ileri sürmüştür . Buna rağmen Patrikhane, bu sıfatı taşımaya devam etmiştir. Patrikhane’nin iddiasına göre bu sıfat dünyevi değil ruhanî bir sıfattır. Evrensellik denildiğinde anlaşılması gereken ise Patrikhane’nin evrenselliğidir.

Athenagoras’ın 1972’deki ölümüne kadar süren Patrikliği döneminde Hıristiyan dünyası ile bir çok önemli olay meydana geldi. Patrik, Papa VI. Paul ile Kudüs’te görüştü, ardından Papa, İstanbul’u ziyaret etti ve Vatikan ile Fener karşılıklı olarak Aforozları kaldırdılar. Yine Athenagoras döneminde, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yapısında ve statüsünde yeni düzenlemelerle, değişiklikler de yapıldı. Cumhuriyet döneminin en uzun süre görevde kalan Patriği olan Athenagoras kadar, hatta ondan daha faal bir görüntü sergileyen Bartholomeos (Dimitrios Archondonis), 22 Ekim 1991’de Patrikliğe seçildi.

1994 yılında bir sempozyumda Türk Ortodoks Patriği Selçuk Erenerol Patrik Bartholomeos ile ilgili olarak şunları söylemektedir: “Bartholomeos, Ekümenik Patrik unvanına sahip olur olmaz ilk icraat olarak Ruhban Okulu’nu açacaktır. Ruhbanlar için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma zorunluluğu kalkacak, dolayısıyla dışarıdan öğrenci ithal edecekler. En korkulan nokta ise bunun Vatikan usulü olmasıdır. Bu noktaya gelindiği an “İstanbul bizimdir” deyip mal varlıklarını talep edecekler. Atina’da Rum mal varlığı ile ilgili çalışmalar vardır. Uygun bir zamanda La Haye Adalet Divanı’na gideceklerdir.”

Bartholomeos’nun dünya Hıristiyanlarını birleştirme ve hepsini Fener Patrikhanesi’ne bağlama girişimlerini, düzenlenmesinde öncülük ettiği; Patmos Adası’nda “Vahiy ve Çevre” (1995) ve Karadeniz’de “Din, Bilim ve Çevre Sempozyumu” (1997) adındaki organizasyonundan açıkça anlaşılmaktadır.

(Patrikhane, Patrik ve Ekümenik konusu yarın devam edecektir.)

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 253
    Ekümenik Patrikhane ne demektir? 2 için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar