İsrail ve Kıbrıs

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 10 Mayıs 2009 Saat : 12:12


 

Kıbrıs’taki, Türk-Rum nüfus oranı ile İsrail’deki Filistin-Yahudi nüfus oranı birbirine benzeşirken, Kıbrıs’taki politik durum, iki halk arasındaki sorun ve düşünülen çözüm ile İsrail’deki politik durum, oradaki iki halk arasındaki sorun ve düşünülen çözüm arasında da benzerlikler var.


Gerçekte batılı ülkelerin veya dünyanın patronlarının düşünceleri, birbirine çok yakın bu iki ülke için farklı.


Her ikisinde de taraflardan birisi ortak bir devlet kurmak yerine iki ayrı devlet olmasını istiyor ama birinde bunu isteyen nüfusu fazla olan iken, diğerinde az olanı.


Aşırı sağcı Yisrael Beytenu partisinin lideri, İsrail Başbakan Yardımcısı  ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman neredeyse üç sene evvel, Ehud Olmert’in Başbakanlığı döneminde, “Stratejik Tehditlerden Sorumlu” bakan olduğu sırada Kıbrıs modelini ortaya atmış  ve İsrail’de kalıcı barış olması isteniyorsa, Kıbrıs’ta olduğu gibi iki ayrı devlet ve iki ayrı bölge olmalıdır demişti.


Belli ki konu İsrail Kabinesinde enine boyuna konuşulmuştu ve bunu ortaya atma görevi de Lieberman’a verilmişti.  


Lieberman Kasım 2006’da İngiltere’de yayımlanan Sunday Telegraph gazetesine verdiği mülakatta, “Azınlıklar, dünyanın her bölgesinde en büyük sorundur. İster eski Yugoslavya olsun ister Rusyalının Kafkas bölgeleri isterse de Kuzey İrlanda, iki ayrı toplum ve dinin bulunduğu her yerde sürtüşme görülmektedir.  Homojen bir Yahudi devleti yaratmak için, İsrail haritasının toprak ve insan mübadelesi yoluyla yeniden belirlenmesi gerekmektedir. İsrail’de kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için, iki milletin, Filistinliler ile İsraillilerin, ayrılmasının en iyi çözüm olduğunu düşünüyorum” diyerek doğruları söylemiş ama şimşekleri de üzerine çekmişti.


Teorisinin geçerliliğine de uygulama olarak da Kıbrıs’ı göstermişti Lieberman. “Buna en iyi model Kıbrıs’tır. 1974’ten önce Rumlar ve Türkler birlikte yaşıyorlardı ve aralarında sürtüşmeler oluyor, kan dökülüyor, terör yaşanıyordu. 1974’ten sonra Kıbrıslı Türkler ülkenin kuzeyinde, Rumlar da güneyde yaşamaya başladılar ve o tarihten bu yana da Kıbrıs’ta istikrar ve güvenlik hüküm sürüyor” diyerek aynı çözümü İsrail içinde önermişti.


Lieberman, İsrail vatandaşı Arapları sorun olarak nitelemiş ve Kıbrıs’ta olduğu gibi iki toplumun ayrılması gerektiğini savunarak, sürdürülebilir bir barış için İsrail’de Yahudiler ile Arapların birbirlerinden ayrılmaları gerektiğini ve böylece homojen bir Yahudi bir devleti ile homojen bir Filistin devleti kurulmasının en doğru çözüm şekli olacağını cesur bir tavırla dile getirmişti.
 
Lieberman’a göre İsrail’de Arapların yaşadığı bölgelerin gelecekte kurulacak Filistin devletine verilmesi, buna karşılık da Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin de İsrail’e dahil edilmesi en doğru ve gerçekçi çözüm olacaktı.


Aynen KKTC topraklarının Kıbrıslı Türklere verilmesi, Güneydeki topraklarında Rumlara verilerek adada iki ayrı devletin kurulmasının en doğru ve sürdürülebilir bir çözüm olacağı düşüncesi gibi.
Zaten bu nedenle de adada son 35 yıldır tek bir silah bile patlamadı.


Aynı Lieberman, aradan üç yıl geçtikten sonra gene İsrail Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak, İtalya Dışişleri Bakanı ile görüşmesinde Ortadoğu çıkmazının çözümü için, kuzeyinde Türklerin, güneyinde ise Rumların yerleşik olduğu Kıbrıs modelini yeniden gündeme getirerek “1974’ten bu yana (Kıbrıs’ta) güvenlik, ekonomik refah ve istikrar var. Bölgemizde böyle bir çözüme varmamızdan sonra ancak, siyasi çözümler için konuşabiliriz. Bunun öncesi her şey tek kelimeyle başarısız olacaktır” diyerek bir yerde İsrail devletinin de resmi olmayan görüşünü ortaya koydu.


Gerek İsrailliler gerekse de biz Kıbrıslı Türkler ısrarla, yaşadığımız bölgede sürdürülebilir bir barışın olması için bölge haritasının toprak ve insan mübadelesi yoluyla yeniden belirlenerek iki ayrı devletin kurulmasının en doğru yol olacağını savunurken, nedense dünyanın jandarmalığını yapan büyük devletler bu isteğe kulaklarını tıkamaktalar, adeta görmemezliğe gelmekteler. 


Sanırım Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir barış için, İsrail iyi bir örnek olacak.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 45
    İsrail ve Kıbrıs için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar