KKTC Tanınmaya mı Gidiyor

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 17 Temmuz 2008 Saat : 12:12


 

Annan Planı Referandumunun Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra Genel Sekreter Kofi Annan, karizmam çizildi diyerek Kıbrıs konusunda geri adım atmıştı. Hele de hazırladığı “Kıbrıs Raporu” BM Güvenlik Konseyinde sumen altına sokulunca ve de yayınlanmayınca, Kofi Annan Kıbrıs dosyasını almış ve 166 m. yükseklikteki 39 katlı Birleşmiş Milletler binasının en üst katı olan otuz dokuzuncu katına çıkmış ve oradaki en yüksek rafın en üstüne de “Bir daha Kıbrıs mı?” diyerek Kıbrıs dosyasını fırlatmıştı. Aşağı inince de, tarafların kabul edilebilir bir sonuca gidecek müzakerelere hazır olduğundan emin olduğum ve çözüm konusunda umut gördüğüm zaman bu dosyayı attığım yerden alacağım ve masamın üstüne koyacağım demişti.


BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, Avustralya dışişleri eski bakanı 56 yaşındaki Alexander Downer’i Kıbrıs Özel Temsilciliği görevine ataması demek, dosya aşağı indirildi ve masanın üstüne kondu demektir.


Yani BM Genel sekreterinin, tarafların kabul edilebilir bir sonuca gidecek müzakerelere hazır olduklarına dair ümidi var ve çözüm olabileceğine de inanmaktadır.


24 Nisan 2004 Referandumundan sonra taraflar arasında da ipler kopmuş, Kıbrıs sorunu da en yüksek rafın en üstüne fırlatılmıştı. Aradan geçen 4 yıl, inişli çıkışlı ve genelde donuk geçmişti. Şimdi yeni bir sürecin başlama olasılığı var ve bu süreç de, tam Amerikan filmlerindeki, çöle çıkacak olan altın arayıcılarının son yemeklerini yedikleri “Son Şans Lokantası” benzeri “Son Şans Müzakereleri”.


Bu dönemden sonra bir müzakere şansı daha olmayacağı kesin.


Dünya konjonktürü çok hızlı bir değişim içine girdi.


Eskisi gibi geriye dönüp “Bıraktığımız yerden devam edelim” olanağı artık yok. Akan nehir misali, bırakılan yer de hemen değişime uğruyor ve geriye dönmeyi olanaksız kılıyor.


17 ve 24 Şubat Rum Cumhurbaşkanlığı seçimleri Rum tarafındaki “Mr. No” lakaplı Papadopulos’u değiştirdi ve 1988 yılında, değişmez AKEL Genel Sekreteri Ezekias Papaioannu yerine Genel Sekreter seçilen Hristofyas’ı başa getirdi. Son yirmi yıldır politikada adeta cevizcinin çuvalından ceviz oynayan ve barış türküleri yakan Hristofyas, başa geçince de söylediği tüm türküleri unutuverdi aniden.


Hedef değiştirdi ve adada barış yapmak yerine adayı tümden ele geçirmenin peşine düştü. Makarios’un 1967 Geçitkale felaketinden sonra yürürlüğe koyduğu doktrine geri dönüverdi hemen.


Neydi o Makarios’un ünlü doktrini?


Makarios, gerçek adı ile de Mihail Hristodulos Muskos, şöyle karar vermişti Türkiye’nin 1967 notasından sonra.


“Adayı silahla ele geçirmek ve Türkleri silah zoru ile sindirmek ve yok etmek olanaksız. Uzun vadeli olarak Türkleri ekonomik açıdan ezmek ve göçe zorlamak politikası uygulayacağız. Tanınan devlet biziz. Türkleri bu devletten attık ve nohut kadar olan %3 büyüklükteki gettolara sıkıştırdık. Türkiye’nin en zayıf bir anını bekleyeceğiz ve bir tekme de biz vuracağız. Kıbrıs adasını da ele geçireceğiz ve Yunanistan’a bağlayıp Enosis’i gerçekleştireceğiz”.


İşte Hristofyas şimdi bu doktrine sıkı sıkıya sarıldı ve aynen de tatbikata koydu.
 
13 Temmuz Pazar günü BM Genel sekreteri Ban Ki Moon ile görüşürken Kıbrıs konusundaki ilk talebi, “BM tarafından hakemliğin icra edilmemesi ve takvim belirlenmemesi” oldu. Belli ki Rumlar bir takvimden korkuyor. Takvim işi işlerine hiç gelmiyor.


Şu anda Türkiye zayıf değil. Üstelik gittikçe de ekonomik olarak güçleniyor ve hem siyasi açıdan hem de askeri olarak bölgede söz sahibi bir ülke ve de lider. Zaman Rumlar için Kıbrıs konusunu çözüme ulaştırmaya hiç uygun değil. Hem de hiç mi hiç.


Bu nedenle de Rumlar için dört yıl önce Annan Planı görüşmelerinde uygulanan takvim yöntemi, Türkiye’nin bu siyasi ve askeri konumunda Rumların çok aleyhine sonuçlar doğurabilir. Türkiye’nin zayıf anının bekleyebilecek uzun bir zaman süreci gerekli Rumlara. Takvim istememelerinin arkasındaki gerçeklerden bir tanesi bu.


Diğeri de tanınmış devlet olanaklarını, adayı tümüyle ele geçirmeden ve Kıbrıslı Türkleri teslim almadan Türklerle paylaşmak istememeleridir. Tabii iş o aşamaya gelindiğinde paylaşacak birileri kalırsa.


Gelecek hafta Cuma günü, yani 25 Temmuzda ok yaydan çıktığı ve tarih çoktan belirlendiği için Talat ve Hristofyas arasında bir görüşme yapılacak. Masada çiçeği burnunda özel temsilci de olacak ve Hristofyas istese de istemese de 25 Temmuzda masaya oturacak ama kalkarken 1 Eylülde tekrar masaya oturmamak ve bu tarihi daha ilerilere atabilmek için bahanelerle dolu ve flu bir tarihle kalkacak.


Amacı 2009 yılının Haziran ayında Türkiye-AB müzakerelerinin geleceğini belirleyecek olan İlerleme Raporunun yayınlanacağı tarihe kadar müzakereleri uzatmak ve AB’yi arakasına alarak hem Kıbrıslı Türkleri hem de Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak.


Bence bu planın akıbeti, 15 Temmuz 1974 darbesi gibi olacak. Rumlar askeri bir darbe ile adanın tümünü ele geçirmeyi hedeflerlerken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Harp Akademilerinde okutulacak denli mükemmel bir askeri harekâtı sonrasında adanın üçte birini, yüzyıllardır nefret ettikleri Türklere bırakmak zorunda kalmışlardı. Şimdi de hem Kıbrıslı Türkleri hem de Türkiye’yi sıkıştırayım ve adanın tümünü ele geçireyim planlarını yaparken, KKTC’nin tanınmasına yol açacaklar ve adanın kuzeyini ebediyen kaybedecekler.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 41
    KKTC Tanınmaya mı Gidiyor için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2

    Arşivler

    Son Yorumlar