Mahkemeyi selamlarım

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 23 Mayıs 2009 Saat : 12:12


 

Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesinin, geçen yıl mayıs ayında, bir üniversite kampusu içinde 19 yaşındaki öğrenci genç kıza tecavüz eden 23 yaşındaki  Abdulrahim Ayri’yi, 25 yıl gibi caydırıcı ve örnek olacak bir hapis cezasına çarptırmasını selamlıyorum. 


Genelde Mahkemelerimizin bu tür kararları veya çalışmaları ile ilgili yazılar yazılmaz. Bir gelenek, bir teamüldür bu.


Ama ben, onurlu ve küçücük dünya güzeli ülkesini seven bir KKTC vatandaşı olarak bu konuda yazı yazmak gereğini yüreğimde hissettim.


Ülkemizde, yüzyıllardır kadına saygı adeta gelenekselleşmiştir.


Aile yapımız içinde annelerimiz, teyzelerimiz, yengelerimiz, halalarımız, ablalarımız, kız kardeşlerimiz, kızlarımız, gelinlerimiz, görümcelerimiz ve kız torunlarımız her zaman ve her koşulda sözü dinlenen, saygıda kusur edilmeyen kişiler olmuştur.


Bu geleneği, bu güzel geleneği yıkmaya hiç kimsenin hakkı yoktur ve olamaz da.


Kadınlarımız, temel insan haklarını öncelikle hak eden varlıklarımızıdır. İstedikleri yere, istedikleri saatte gitmeleri de en doğal haklarıdır.  Hiç kimsenin bu en doğal insan hakkının üzerine gölge düşürmeye veya kısıtlamaya hiçbir hakkı yoktur.


Ülkemiz, küçücük de olsa hiçbir zaman, hiçbir konuda ve hiçbir yerde  “Orman Kanunları” geçerli olmamıştır.


Hapislik cezasına çarptırılan tecavüz suçlusu, suçunu işlerken kendini ormanların kralı sanmış ve gencecik kızımıza tecavüz etmek için üniversite sahası içine girmiş,  hiç tanışıklığı olmadığı,19 yaşındaki savunmasız genç kızı 2 saat 42 dakika süreyle ağaçlıklar arasında alıkoymuş, işkenceye varacak şekilde yerde sürükleyerek, cebir ve şiddet kullanmış ve tecavüz etmiş.


Üstelik bir de susması ve kimselere söylememesi için de “kes sesini bağırma, yoksa seni öldürürüm; yapıp gidecem, eğer birine söylersen rezil olacak olan sensin… Eğer polise gidersen de seni bulup öldürecem” sözleri ile de tehdit etmiş genç kızımızı, ormanların bu aşağılık sürüngeni, böylesi bir hakkı olmadığı halde.


Bana göre “Saygın bir devlet olmanın temeli Adalettir”.
İnsanların huzur içinde yaşamlarını sürdürmesi ve her tür faaliyetlerini korkusuzca yerine getirmesi ancak aksamayan ve sağlam temellere oturmuş bir adalet mekanizması ile olabilir.


Ülkemizde bu mevcut ve halen de, bir çok ülkede olduğu gibi yozlaşmış da değil. Güvenilir ve saygın bir kuruluş Mahkemelerimiz.
  
Hadi tecavüzcüyü içeri soktuk.


Peki bu çirkin olayın genç kızımızda yarattığı psikolojik bozukluk düzelebilecek mi?


Doğrusu hiç sanmıyorum. Hayatı boyunca yaşayacak bu çirkin hatırayı ve geçirdiği travmayı.


Kimin hakkı var bunu yapmaya.


14 Mayıs 2008 günü, genelde her zaman siyasete ayırdığım Köşe Yazı’mı, içime sindiremediğim için bu çirkin tecavüz olayına ayırmışım ve yazımda da mahkeme heyetine “Tecavüzcüyü önce hadım edin sonra da 500 yıl hapse sokun” diye de tavsiyelerde bulunmuşum, haddim olmayarak. 


Yazımda aynen aşağıdaki cümleleri kullanmışım;


Pazartesi günü Mağusa’da gerçekleştirilen tecavüz olayı beni derinden yaraladı ve çok olumsuz etkiledi.


Hiçbir kimsenin diğer bir insana zor ve şiddet kullanarak tecavüz etmeye hakkı yoktur.


Son yıllarda Kıbrıs’ta bu güne kadar yaşanmamış, görülmemiş suçlar işlenmeye başlandı. Özellikle erkek çocuklara tecavüz edilmesini, üniversite yıllarım hariç son 50 yıldır yaşadığım Kıbrıs’ta, bu dünyalar güzeli ülkemde, hiç duymamıştım.


Ne gencecik kızlarımıza, ne de kadınlarımıza tecavüz edilmesini, hele döverek ve zor kullanılarak tecavüz edilmesini kabul etmek mümkün değildir.


Bunları yapan yaratıkları lanetliyorum.


Yaratık diyorum çünkü insan demeye dilim varmıyor.


Benim önerim, pazartesi günü Mağusa’daki tecavüz olayını acımasızca gerçekleştiren bu yaratıktan başlamak üzere, tüm tecavüzcüler önce hadım edilmeli sonra da 500 yıl hapse gönderilmelidir.” …..
 
Tabii bir de madalyonun diğer yüzü var. Tecavüzcünün artık hayatı ezgi ile geçecek.


Hapishanede mahkumların uyguladıkları bir de yazılmamış kurallar var. Mahkûmlar arasında en aşağılık kişiler tecavüzcülerdir. En pis işler onlara yaptırılır. Haftanın belli bir gününde de, bir gerekçe olsun veya olmasın sudan bir sebeple eşek sudan gelene kadar dayak atılır kendisine, mahkumluğun raconuna leke sürdüğü için. Hiçbir hakları ve saygınlıkları yoktur tecavüzcülerin, mahkûmların arasında. Daha beter olsunlar….


Mahkeme Başkanı Gülden Çiftçioğlu’na, Yargıç Şerife Katip Kır’a ve Kıdemli Yargıç Ömer Güran’a, oyçokluğu dahi olsa bu örnek kararlarından dolayı bir KKTC vatandaşı olarak teşekkür ediyorum ve önlerinde saygı ile eğilip, şapkamı çıkarıyorum.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 34
    Mahkemeyi selamlarım için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar