Rumların müzakere isteksizliği

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 22 Haziran 2011 Saat : 7:03


 

Rumlar iyice köşeye sıkışmış durumda ve bu nedenle de müzakerelerden kaçmak istiyorlar.

Taktikleri de kendilerinin kaçması değil, Türkleri bıktırarak masadan kalkmalarını sağlamak.

Bunun için de her yolu deniyorlar.

Sıkışıklıkları büyük boyutlarda ve birkaç olmazsa olmaz ana konuda.

Hem ekonomik yönden hem de politik yönden.

Ekonomik bunalım ve neredeyse üç basamak birden düşürülen kredi notu birden bire Kıbrıs Rum Cumhuriyeti tahvillerini satılamaz hale getirdi.

Tahvillerin faizlerinin neredeyse iki kat yükseltilmesi bile alıcı bulunmasına çok yardımcı olmadı.

Çoktan iki haneli faizlere geçmiş olan tahvillere hala pek rağbet yok.

Birleşmiş Milletler son 43 yıldır Kıbrıs konusunda çözüm getirmek için çok çaba, zaman ve para harcadı.

Belli ki onlarda bir an evvel bu sorundan kurtulmak ve Kıbrıs konusunu gündemlerinden çıkarmak istiyorlar.

Ya çözerek, ya da def ederek.

Genel Sekreter’in, yardımcısının ve BM bürokratlarının, Rumların uzlaşmaz tutumundan ve müzakereleri sonsuza kadar sürdürme politikalarından kökenlenen birhoşnutsuzlukları var.

Türkiye’nin AB içindeki dostları ve ABD,Kıbrıs konusunun AB süreci içinde Türkiye’ye büyük bir ayak bağı oluşturduğu ve bu nedenle de Batının genel stratejik planlarını ve çıkarlarına zarar verir boyuta ulaştığı inancındalar.

Türkiye’nin yüzünü Avrupa ile birlikte hem Orta Doğu’ya, hem Asya’ya ve hem de Afrika’ya döndürmesi, Batıyı iyice tedirgin etmiş durumda.

Bir asır evvel varlığına son vermek için Sevr gibi yüz karası bir Anlaşmayı masaya koyan ve uzun bir müddet ekonomik ve siyasi baskı altında tutmayı başardıkları Türkiye’nin kendi başına ayakları üstünde durmayı başarıp, tekrar sil baştan kendilerine bu dört kıtada potansiyel bir rakip olacağından çok endişe ediyorlar.

Zaten Türkiye’nin AB’ye girişi konusunda çıkardıkları zorlukların kökeninde de bu endişe yatıyor.

Bu nedenle de Türkiye’nin AB içindeki dostları ve ABD, bir an evvel Türkiye’yi potansiyel rakip konumundan, işbirliği yapılacak dost ülke, ortak ülke konumuna geçirmek çabasındalar.

Bu amaçla da Kıbrıs konusunun bir an önce çözülmesi de öncelik almış durumda.

Tabii fazlalıkla Türk tezleri doğrultusunda.

Bu gelişmelerden sonra dünyanın politik sahnesinde yalnız kalmaya doğru hızla gitmekte olduklarının farkına varan Rumlar, bundan kurtulmak için, müzakereleri çıkmaza sokmak ve Türkleri de suçlamak için yapay sorunlar çıkarmanın senaryolarını yazmaya başladılar.

Geçen hafta Downer’ın himayesinde düzenlenen çalışma yemeğindeki tek gündem konusu Cenevre görüşmesiydi.

Rum Başkanlık Komiseri YorgosYakovu bu yemekte, Rum tarafının haritalarla birlikte toprak başlığı açılmadan ve bu başlıkta müzakere tüketilmeden bir pazarlığa girmeyi kabul etmediği kırmızı çizgisini ortaya koydu.

Özellikle de Toprak, Mülkiyet ve Türkiye’den gelip KKTC vatandaş olanların konuları birleştirilmedikçe ve de taraflarca kabul edilen bir sonuca gidilmedikçe Al-Ver konusuna yani pazarlığa girmeyi kabul etmeyeceklerini dile getirdi.

Türk tarafı ise daha görüşmelerin başında başlıkların birleştirilemeyeceğini ve her başlığın tek başına kendi içinde, kendilerine has özel koşulları ile konuşularak çözümlenmesi gerektiğini açıklamıştı.

Rumların maksadı zaten bir çözüme ulaşmak değil. Uluslararası tanınmışlıktan sonuna kadar faydalanarak Kıbrıslı Türklerin pes etmesini beklemek ve günü gelip fırsat doğunca da adanın tümünü, ya politik yönden ya da silahlı çatışma ile ele geçirmek.

Aynen 21 Aralık 1963’de bu düşünce ile Türklere saldırdıkları gibi.

Şimdi gündemin ana konusu Cenevre’de liderlerin yapacağı III. Üçlü müzakere.

BM’den gelen bilgiler, Genel Sekreter’in Cenevre’den sonra liderlerin, görüşmecilerinve teknik ekiplerin Eylül ayına kadar haftada beşe varacak kadar yoğunlaştırılmış görüşmelerle tüm başlıkları yeniden ele almalarını ve yakınlaştıkları ile ayrıldıkları alt başlıkları yazıya dökmelerini isteyeceği doğrultusunda.

Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin AB dönem başkanlığından önce konunun sonlandırılması için tüm çalışmalar ve evrak teatisi bittikten sonra da New York’ta Ekim ayında son bir üçlü görüşme, yıl sonunda veya 2012 başlarında uluslararası bir konferans ve gelecek Mayıs ayında da bir referandum yapılması BM’nin bu günkü koşullardaki planlaması.

Bizans entrikaları da dahil olmak üzere Rumların bu planı bozmak için elden geleni yapacakları kesin.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 39
    Rumların müzakere isteksizliği için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 kktc-bayrak kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar