





23 Şubat Pazartesi gününden 25 Mart Cuma gününe kadar, her gün, Lefkoşa eski Uluslar arası Havaalanı’ndaki ara bölgede Rum heyeti ile DENİZCİLİK ve DENİZ TAŞIMACILIĞI konusunda toplantılar yaptık.
Bu 32 gün süreli maraton toplantılarda Birleşmiş Milletlerden sadece üç tane Pazar günü dinelebilmek izni alabildik.
Programımız çok yoğundu. Sabah saat 08:30’da, Koordinasyon Merkezi olarak tanımladığımız, KTHY karşısındaki 11 katlı Eski Ticaret Bankası binasında toplanıp günün konularını tartışıyorduk. 09:40’da minibüse binip 20 dakika süren bir yolculukla Lefkoşa eski Uluslar arası Havaalanı’ndaki ara bölgede bulunan toplantı odamıza gidiyorduk. 10:00’da toplantımız başlamaktaydı ve saat başı 5’er...
Son günlerdeki gelişmeler, Erdoğan’ın girişimleri ve dış temasları, Rumların peşinen ortaya koydukları müzakereye başlama koşullarını gün be gün önemsizleştiriyor.
Galiba, Rumların bu defa masadan kaçmak gayretleri pek de semere vermeyecek gözüküyor.
Gelişmeler çok ilginç. Aynen bir satranç masasındaki adımlar gibi. Oyun Kasım 2002 tarihinde başladı. Önce AKP seçimleri kazanarak iktidara geldi ve satranç oyunu başladı. Hedef AB’ye giriş ve KIBRIS sorununun kökten çözülmesi.
AB konusunda 17 Aralık 2004 tarihine kadar yapılması gerekenler yapıldı, dış temalar başarılı bir program çerçevesinde yürütüldü. Kulislerde çalışıldı ve hem Avrupa’ya Türkiye’nin girişi kabul ettirildi hem de müzakere iç...
Genelde her okuyucu veya yorumcu, Annan Planındaki maddelerle ilgili olarak Rumların itiraz ettikleri maddeler Türklerin haklarını koruyan maddelerdir, Türklerin itiraz ettikleri maddeler de Rumların haklarını koruyan maddelerdir diye düşünür.
Annan Planında değişiklik isteyen tarafların talepleri, diğerinin kazanımlarını azaltan maddeler olacağından uzlaşma zor sağlanacaktır diye yorum yapılır ve bu aşamada da Annan Planının olmazsa olmaz maddelerinden biri olan ve basit Türkçe ile “Sizin anlaşamadığınız maddelerde çözümü ben ortaya koyacağım ve sizde itirazsız kabul edeceksiniz” maddesi devreye girer ve işlerlik kazanır.
Bu madde ne demektedir. Siz Kıbrıs’ta yüzyıllardır yaşayan insanlars...
Mağusa’mızın çok sevilen bir ismi idi Kaptan YALÇIN RUHİ Ağabey. Nur içinde yatsın, geçen gün onu maalesef zamansız kaybettik.
28 Kasım 1934 Mağusa doğumlu idi Ruhi dayının büyük oğlu Yalçın Ağabey.
Babası Ruhi dayı önceleri liman ambarlarında çalışıyordu sonra Gümrük Dairesine geçmeye hak kazandı ve Gümrük Memuru oldu. Unutmayın 1930 yılları ve İngiliz dönemini konuşuyoruz. O dönemde bırakın İngiliz Sömürge İdaresinde memur olmayı, okumuş Türklerin sayısı bile parmakla gösterilecek kadar azdı.
Babası Ruhi dayı limanda çalışırda Yalçın ağabeyin paçalarına deniz suyu deymez olurmu?. 16 yaşında çok iyi bir derece ile mezun olduğu İngiliz okulundan dosdoğru ve de burslu olarak...
Bakın bu son iki hafta içinde Erdoğan ve ekibi kimlerle görüştü ve neleri çözdü.
1964 yılında İstanbul’daki Suriye Konsolosluğuna gittiğim vakit gözüm duvardaki haritaya ve Suriye toprakları içinde gösterilen Hatay’a dikilmişti. Saf saf oradaki görevliye haritanın yanlış olduğunu ve Hatay’ın Türkiye hudutları içinde yer aldığını söylemiştim. Tabi hemen ve derhal kapı dışarı edildiğimi söylememe gerek yok.
Bana garip gelen bu konuyu sorup araştırınca, ancak o gün olayın 1938’den beri süregelen tek taraflı bir sorun olduğunu öğrenebilmiştim. Hiç kimse bunu bana söylememişti. Okullarımızdaki ders kitaplarımızda da Türkiye ile Suriye arasında böyle bir sorun olduğuna hiç değinilmemişti.
Başbakan Ta...