Straw Ağrotur’dan uçtu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Bence İngiltere Dış İşleri Bakanı Jacques Straw’ın Kıbrıs’ı ziyaretinin en can alıcı noktalarından bir tanesi de, ziyaret sonunda Kıbrıs’ın hangi hava alanından ayrıldığıdır.
Gideceği ülke Türkiye olunca bu konu çok önem kazanıyor.
Biliyorsunuz Türkiye’nin Rumlara uyguladığı, göze göz, dişe diş misali bir limanlar ambargosu var. Rumların Kıbrıs Türklerine uyguladıkları izolasyonların bir parçası olan KKTC limanlarının, Rum yönetimi tarafından korsan liman ilan edilmesinin karşılığı olarak da Türkiye Rum hava ve deniz limanlarından kalkan hiçbir gemi veya uçağı kendi limanlarına kabul etmiyor ve uçuşların kendi hava sahası üzerinden olmasına bile izin vermiyor.
İşte Rumlar Straw’ın Kıbrıs ziyaretini bahane edip, illaki Straw’n uçağının Larnaka hava alanından kalkıp direk bir uçuşla İstanbul’a gitmesini istiyorlardı ve bu konuda yoğun bir baskı da yapıyorlardı. Amaçlardı Straw’ı alet gibi kullanıp ambargoyu delmekti.
Ama İngiliz Dış İşleri Bakanı bu zokayı yutmadı ve ziyaret programında sır gibi sakladığı adan ayrılış yöntemini, Ağrotur’daki (Akrotiri) İngiliz üslerini ziyarete gittiği vakit fiiliyata dönüştürdü ve Uluslararası trafiğe açık Ağrotur havaalanından İngiliz hükümetine ait bir uçağa binerek direk bir uçuşla İstanbul’a gitti.
Bu ziyaret, bana göre Kıbrıs’lı Rum Yöneticilerin kendi kendilerine birkaç kurşun sıkmaları ile sonuçlandı.
Straw’ın, CB Talatı makamında ziyaret etmesi, yeni bir kapı açtı, yeni bir prosedür ve kavram getirdi dıştan gelen devlet adamlarının KKTC Cumhurbaşkanını ziyaret protokolü uygulamasına.
Artık KKTC’ye yapılacak ziyaretlerde, KKTC Cumhurbaşkanın resmen görmek isteyen yabancı devlet adamı, Cumhurbaşkanı makamına gitmek ve orada görüşmek zorunda. Saray Otel veya Dış temsilciliklerin binasında görüşmek dönemi bitti.
Üstüne üstlük bir de Gül’ün sunduğu eylem planı var ki, yenilir yutulur gibi değil. Her ne kadar Rum Yönetimi hemen ve derhal OXİ (Hayır) demişse de ve “Bunlar eskidir. Yeni bir şey yok” demişlerse de etkileri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Şimdiye kadar ortaya konan tepkiler Türkler için olumlu, Rumlar için olumsuz.
Hele hele Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda sunduğu bu eylem planına destek verilmesi, Rumları bayağı korkuttu. AKPM’deki Türk parlamenterlerin girişimiyle kaleme alınan ve TC Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı eylem planına tam destek veren bu yazılı bildiride;
1- Avrupa Birliği ve AB Konseyi’ne, KKTC’ye yönelik uluslararası izolasyonun kaldırılmasına destek vermeleri çağrısı yapılıyor,
2- Kıbrıs’ta mevcut statükonun kabul edilemeyeceği belirtiliyor,
3- Kıbrıs sorunun çözümü için hareket etme zamanının artık geldiği,
4- Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm çabalarının şu ana kadar başarısız kaldığı,
5- BM barış planına “evet” diyen KKTC’nin uluslararası ambargo yüzünden mağduriyetinin devam ettiği vurgulanıyor
Bu bildiriye iki gün içinde yaklaşık 70 Avrupalı parlamenter imza attı. Bu imzaların sayısı bu gün 100’ü geçer herhalde.
Kıbrıs Rum Yönetiminin üzerindeki baskı gittikçe artıyor ve uluslar arası arenadaki saygıları da bu oranda azalıyor.
Türkiye’nin bu yeni ve beklenmedik atağı ile zor durumda kalan Kıbrıslı Rumlar, sessiz diplomasi yürüterek AB üyelerini bilgilendirme çalışması başlattılar. Hedefleri AB kurumlarını ablukaya almak ve Türklerin bu yapıcı girişimlerini sıfırla çarpmak.
Sanırım kendileri sıfırla çarpılmak üzereler. Siftahı Straw yaptı.