





Papadopulos bu güne kadar, Kıbrıs’lı Türkleri bir kenara itip Ankara ile muhatap olabilmek için her yolu denedi. Hatta bunu başarabilmek için AB’yi bile kullanmaya yeltendi ve AB’yi direk veya dolaylı bir biçimde alet edebilmek için büyük çaba gösterdi.
Hatırlayacaksınız çok değil daha birkaç hafta evvel Rum Hükümeti sözcüsü Hrisostomidis, Papadopulos’un Kıbrıs sorununun uluslararası yönlerini Başbakan Erdoğan ile tartışabilmek için birçok kez görüşme girişiminde bulunduğunu ama hiçbir şekilde olumlu yanıt alamadığını itiraf etmişti.
Anlaşılan, Erdoğan bu güne kadar Papadopulos’u hiç muhatap olarak kabul etmemiş hatta dikkate bile almamış. Rum Hükümet başkanı Papadopulos, Başbakan Erdoğan ile görü...
Papadopulos hızla Kıbrıs konusunu BM’nin siyasi platformundan çıkarıp AB’nin hukuk platformuna çekmek istiyor. Bunu yapmak için Annan ile takışmaktan tutun, Türkiye’yi Veto etmeye kadar her yolu deniyor.
Dünkü yazımda AB’nin de artık yavaş yavaş Kıbrıs sorununa çözüm getirmek için yapılacak görüşmelerde taraf olmak istediğini ve bizlerle beraber masaya oturmak istediğini yazmıştım. Bu sanki daha evvelden tespit edilmiş bir senaryo ve adım adım uygulamaya konuyor. Temsilcinin adı bile belli. Fiğnlandiya eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari.
Geçen haftalarda Papadopulos, Başbakan Mehmet Ali Talat’a ilginç bir öneri yapmıştı ve Maraş’ın Rum mal sahiplerine devri karşılığında Mağusa limanının ortak işletilmes...
Rumlar adım adım, Kıbrıs sorununu BM’nin siyasi platformundan çıkarıp AB’nin hukuk platformuna sokmak düşüncülerine doğru ilerliyorlar.
Rumların, AB’nin konu ile ilgili Komisyonunda yaptıkları kulis çalışmasından sonra komisyon üyeleri arasında müzakerelere önce tam tabirle “misafir sanatçı” olarak katılmak fikri sonra da bir fırsat yaratılarak müzakerelere taraf olmak fikri oluştu.
Olli Rehn ile AB Dış Politika ve Güvenlik Konuları Yüksek Temsilcisi Javier Solana, AB’nin Kıbrıs sorunu müzakerelerindeki rolünün yükseltilmesine olumlu bakmaktalar. Kıbrıs müzakerelerinin temelini ise hala Annan Planı’nın oluşturduğunu ve gerçekleştirilecek her türlü müzakerenin BM çerçevesinde yapıla...
Dün öğleden sonra uzun zamandır görüşemediğim İngiliz, daha doğrusu İrlanda’lı bir meslektaşımla bilimsel bir görüşme yapmak için Larnaka’ya gittim. Buluşacağımız ve konuşmamızı sürdüreceğimiz yer, deniz kıyısına paralel giden palmiyeli caddedeki kafelerden bir tanesi idi. Buluşma saatimiz 17:00 olmasına rağmen ben dakik olabilmek, buluşacağımız yeri zaman kaybetmeden tespit edebilmek ve tam zamanında orada bulunabilmek için daha erken yola çıktım. Kafeyi bulduğum vakit saat daha 16:00 idi. Önümde 1 saat vardı ve kafede oturup arkadaşımı da beklemeye de hiç niyetim yoktu.
Çocukluğumun bir bölümünün geçtiği Larnaka sokaklarında dolaşıp 1960’lı yıllara geri gitmeyi düşleyerek önce kaleye sonra da Vakıfla...
Birbirleriyle sanki anlaşmışlar gibi BM Genel Sekreteri’nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Adalet ve Kamu Düzeni Bakanı Doros Theodoru aynı günde, aynı gerçeği dile getirdiler ve Rumların çözümden yana olmadıklarını söylediler.
De Soto Brüksel’de yaptığı bir konuşmada Rumlar “iki bölgeli, iki toplumlu” bir federasyon istiyorlarsa “Siyasi Eşitlik” (Political Equality) ve “Yetki Paylaşımı”nı (Share of Power) kabul edip etmediklerini netleştirmeleri gerektiğini vurguladı ve Rumlar’ın ekonomik refah içinde olmaları ve Avrupa Birliği’ne girmeleri nedeniyle çözümden yana olmadıklarını söyledi.
Sözlerine devamla, Rumların Annan Planı’nda öngörüle...