





Rumlar aradan bir yıl geçmesine rağmen hala daha Annan Planına karşı. Akıllarında Türklerle iki bölgeli, iki toplumlu Federal bir Cumhuriyet kurmak yok. Ellerindeki tanınmış devleti bizimle paylaşmak istemiyorlar ve tam tersine AB’nin tüm hukuk yollarını zorlayarak Kıbrıs’ın kuzeyini bir tek mermi atmadan olduğu gibi ele geçirmeye çalışıyorlar. Şimdilik su üstüne çıkmış ve gözle görünen bütün hedefleri bu.
Önce 3 Ekim’e kadar bekleyecekler ve tüm baskılara rağmen BM zemininde görüşmeleri başlatmamak için açıkçası “ipe un serecekler”. AB ile Türkiye’nin müzakereleri başlatabilmesi için koşul olan 1963 Ankara Anlaşması ek protokolünün Türkiye tarafından genişletilmesi, Türkiye’nin b...
Denktaş düne kadar Kıbrıs Türkünün seçilmiş politik Cumhurbaşkanı idi, bu gün artık sivil Cumhurbaşkanı.
Kim derse ki Denktaş devri kapandı, bence çok yanılmaktadır. Denktaş devri sadece vites değiştirmiştir ve aynı yolda hızla devam etmektedir.
Bundan sonraki mücadelesi Denktaş için artık daha kolay olacaktır. Bu güne kadar gururla ve başarı ile taşıdığı “Cumhurbaşkanlığı” unvanından ve bulunduğu “Cumhurbaşkanlığı” makamdan dolayı bir çok sözü söyleyemedi içine attı, bir çok eylemi yapamadı içinde kaldı, bizim için çok basit gözüken bir çok hareketi yapamadı özledi, protesto etmesi gereken yerde susmak zorunda kaldı ve sesini yükseltemedi.
Şimdi artık hür ve zincirlerden kurtulmuş vaz...
Eski Tarım Bakanı ve Birleşik Demokratların üst düzey yetkilisi Costas Themistocleous geçtiğimiz hafta içinde, bir yıl evvel Rumların referandumda “Hayır” demesini eleştirdi ve bir “olumsuzluklar ve kaybedilenler” listesi yayınlayarak, Rumların Annan Planı referandumuna “HAYIR” demekle neler kaybettiklerini sıraladı.
Aslında ben bu samimi konuşmaları bir itiraf olarak kabul ediyorum ve enine boyuna iyice değerlendirmeye çalışıyorum. Genelde olaylara ve gelişmelere hep kendi tarafımızdan, KKTC’den, baktığım için bazen de büyük yanılgılara düştüğümü veya düşebileceğimi hissediyorum.
Bazen konulara başkalarının açısından bakabilmemin, beni at gözlüklerinden kur...
Rumlar AB’ye girdikten sonra adım adım AB hukuku içerisinde sessiz sedasız ve bir tane dahi mermi atmadan KKTC’deki topraklarını geri almak ve adanın tümüne hakim olmak yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.
Orams davasının özelliği AB vatandaşlarına yönelik olmasıdır. Aslında bu tür davaların açılabilmesi ancak Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin 1 Mayıs’ta AB’ye girmesi ile mümkün olabilmiştir. 1 Mayıstan sonra AB vatandaşı olan Kıbrıslı Rumlar hemen ve derhal AB icra mekanizmasını çalıştırabilmenin ve arazilerini işgal eden AB vatandaşlarının, vatandaşı oldukları AB üyesi ülkesi tarafından tutuklanarak yargılanmak üzere kendilerine iade edilmesinin yollarını araştırmaya başlamışlardır.
Bunun için “Europe...
Hadi Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş’ı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ü tanıyoruz ama bu Çağrı Kombaycı’da kim dediğinizi duyar gibiyim.
Aslına bakarsanız düne kadar bende Çağrı’yı tanımıyordum ama Çağrı dün bir daha çıkmamak üzere benim aklımdaki “önemli insanlar” listesine bir anda giriverdi.
Çağrı Kombaycı, Lapta İlkokulu’nun 2’nci sınıf öğrencisi. Kendi daha küçücük ve hayatının baharında bile diyemeyeceğimiz kadar minicik ama 23 Nisan törenleri nedeni ile Başbakan koltuğuna oturduğu vakit söylediği sözler “büyücük” hem de çok büyücük. (bu kelimeyi Çağrı’yı tanımlayabilmek için ben uydurdu...