





Bugün 2010 yılının son günü.
İyisi ile kötüsü ile bir koca yılı daha geride bıraktık.
Yaşam sürmekte, olaylar akıp gitmekte.
Tüm Okurlarımın YENİ YILINI kutlar, sağlık ve mutluluk dolu nice yıllar dilerim.
Kıbrıs’ımızda, 431 yılında kurulan Rum Ortodoks Kilisesi, tarihe entrikacı olarak geçmiş ataları Bizanslıların yolunda yürümeye devam ediyor.
Belli ki hiç akıllanmamış.
Yıllardır Kilisenin Kıbrıs’ın tümünü Rum idaresi altına sokmak ve Helen yapmak konusunda çevirmediği dolap, hazırlamadığı tuzak ve oynamadığı oyun adeta kalmadı.
2006 Eylül’ünde II. Hrisostomos Başpiskopos seçilmesinden sonra kiliseyi iyice Kıbrı...
Rumların büyük bir çoğunluğu belli ki hala daha adadaki gerçekleri kabullenmiş değiller.
Bunun kökeninde aslında kendilerine yıllardır verilen eksik bilgilendirmeler yatmakta.
Bu nedenle de olaylara ve gelişmelere bakış açıları farklı, değerlendirmeleri de gerçeklerin çok uzağında.
Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’ın, Pazartesi günü Rum Üniversite Öğrencileri Birliği (POFEN) 37’nci kurultayında yaptığı konuşmada, Rum tarafında Kıbrıs sorununda iki toplumlu iki bölgeli federasyon öngören çözüme karşı çıkanları eleştirmesi ve Rum tarafında milliyetçiliğin ve şovenizmin yükseldiğinden söz etmesi, ortalığı karıştırmaya yetti de arttı bile.
Hristofyas, yıl...
Müzakereler sürerken, Güney Kıbrıs’taki Rum halkını neredeyse ikibin yıldır koyu bir dini baskı altına tutmayı başarmış Rum Ortodoks Kilisesinin başı II. Hrisostomos’un birkaç gün evvel uluslararası karşılaşma yapan bir Türk takımına karşı yapılan ırkçı Rum saldırısı sonrası söyledikleri, kilisenin gerçek yüzünü ve siyasetçilerinin de akıllarındaki “Kıbrıs Sorununun Çözümü”nün ne olduğunu ortaya koyuyor.
İster sade bir vatandaş olsun, isterse de siyasi, hiçbir Kıbrıslı Rum’un Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesinin söylediklerinin dışına çıkması, manevi dünya beklentilerinden dolayı olanaksızdır.
Başpiskopos’un elinde hala daha “Seni, dini tören ya...
Geçenlerde yerel gazetelerimizden bir tanesinde usta bir elden çıktığı belli olan bir haber, mesleğimle ilgili olduğu için benim çok dikkatimi çekmişti.
İşin ilginç tarafı mesleklerimin her ikisi ile birebir ilişkiliydi bu haber. Konu olay hem inşaatlarla ilgiliydi hem de politikayla.
İngilizlerin bu adadaki resmi varlıkları, 1878 yılında adayı Osmanlı idaresinden kiralamaları ile yöneticilik düzeyinde başlarken, ticari varlıkları ise birkaç yüzyıl evvelsinden başlamakta.
Adada bir dönem çok yaygın bir tarım kolu olan ve neredeyse her evin geçimini sağlayan ipek böceği kozasından üretilen ipekli mamuller Avrupa’da ünlenince, İngiliz yatırımcılar adaya gelmişler ve ipek böceği kozasından e...
Yeni bilgi kaynakları, yeni beyinler, yeni görüşler beni hep heyecanlandırır.
Onları bulduğum vakit veya deneme amaçlı bana gönderildiklerinde, içlerindeki pırıltıları keşfettiğimde müthiş keyif alır, haz duyarım.
Son birkaç haftadır bana kısa adı “TAVAK” olan “Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmaları Vakfı”ndan Basın açıklamaları gelmeye başladı.
Hepsi de birbirinden zengin içerikli, bilgi dolu yayınlar bunlar. Altındaki imza da Sayın Prof. Dr. Faruk Şen’e ait. Bayan Zehra Wellman Vakfın Koordinatörü ve Vakfın merkezi de İstanbul’da.
Bana son gönderilen basın açıklamasındaki ana tema Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sürdürülen “K...