AB’de Türkçe hala resmi dil değil

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 19 Nisan 2007 Saat : 2:12


 

AB üyeliği süreci devam ederken Türkiye ve KKTC’de AB’ye olan güvenin ve isteğin her geçen gün azalmasının ana nedenlerinden biri de AB tarafından yapılan hatalar. Bu hataların başında, sınır sorununu çözmemiş Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin, AB’nin kendi kurallarına aykırı olarak Yunanistan’ın şantajı ile AB’ye tam üye olarak alınması ve tüm Komitelerin Rum ve Yunanlılar tarafından işgal edilmesi geliyor.

AB-Türkiye katılım müzakerelerinin aksamasına ve zaman zaman da çıkmaza girmesine tek neden Rumların ve Yunanlıların her aşamada ortaya koydukları ayak oyunları.

AB yapılan bütün girişim ve uyarılara rağmen Türkçe’yi, Türkiye’nin AB üyeliğinden bağımsız olarak ele almayı bir türlü gerçekleştiremiyor ve AB dilleri arasında yer almasını sağlayamıyor.

Türkçeyi bu gün aday ülke olan Türkiye’nin 70 milyonluk nüfusu yanında, Azerbaycan, Türkmenistan, Gagauz Yeri, Bulgaristan ve Yunanistan’daki Türkler ile kendileri AB vatandaşı olan ama devletleri AB’nin üye ülkesi olmayan KKTC halkı konuşuyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), 1 Mayıs 2004 tarihinde AB’ye üye olurken, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anlaşmasına aykırı olarak iki toplumdan oluştuğunu ve Türkçe-Rumca olmak üzere iki tane resmi dili olduğunu saklayarak resmi dilini İngilizce olarak beyan etmiş ve Türkçe’nin önünü kesmiştir.

Rumların Türkçe konusuna sığ ve dar bakması, AB’nin de buna karşın, doğruları bile bile diretmek yerine “kolay olanı” seçmesi, bu fırsatın kaçırılmasına neden oldu.

Halbuki, Türkçe AB dilleri arasında yerini alsaydı KKTC’deki, Türkiye’deki ve  AB ülkelerinde yaşayan 6 milyon Türk’e ilaveten, kazanılacaktı.

AB aynı şansı Bulgaristan’ın üyeliği dolayısıyla kazandı ama gene kullanmasını beceremedi. Avrupa Parlamentosu’nda Bulgaristan’daki Türk azınlığı temsil eden milletvekilleri oturmakta ama, Türkçe gene AB dili olmadı.

 

Türkçe’nin bu şekilde AB dışında tutulması doğal olarak insanların “AB ne derece samimi?” diye sormasının başlıca nedenlerinden biri.

AB için olmazsa olmaz ‘sosyal devlet’ Türkiye için ‘olmasa da olur mu?’
AB yıllardır özellikle Lizbon Programı ilkeleri doğrultusunda sosyal alanda hem bir yandan tüm dünyaya örnek olma gibi oldukça iddialı hem de diğer yandan “sosyal devlet” ilkelerini tüm üyeleri için geçerli hale getirmeye özen göstererek benzersiz bir kalkınma politikasını uygulamaya çalışmakta. AB’nin üyesi olan ülkelerde çalışanlara gösterdiği özen nedense Türkiye’de çalışanlar tarafından “farke-dilmemekte”.

AB Komisyonu birçok alanda Türkiye’ye yönelik olarak uygulama eksikliklerini dile getirirken ve yerine getirilmeyen birçok konuyu takip ederken, nedense çalışma hayatı konusunda diğer alanlara kıyasla çok pasif.

Sendikal haklar, çalışma hayatına yönelik AB standartlarına uyma ve benzeri konularda Türkiye’de özellikle sendikacılar ve işçiler haklı olarak sormaktalar, “AB ne derece samimi?” diye.

Türkiye’de sendikal düzenlemeler halen 12 Eylül Dönemi’nden kalma yani “antidemokratik” bir konumda. Bu konuda AB çok daha titiz olsa sanırım çalışan yığınların da sempatisini kazanma şansı yüksek olurdu.

1 Mayıs 2007 günü Taksim Meydanı’nda da bu soruyu soran on binlerce emekçi olacak!

AB Kuzey Kıbrıs’ı kaybetmek üzere…

KKTC’de durum çok daha vahim. Annan Planı’nın Kuzey Kıbrıs’ta büyük bir çoğunluk tarafından desteklenmesinin ardından “izolasyonların kaldırılması” ile ilgili olarak verilen sözlerin tutulmaması AB’nin imajına büyük bir zarar vermiş durumda. AB yanlısı konumunda olanlar “AB ne derece samimi?” diye soran AB karşıtlarına cevap verebilmekte zorlanıyorlar.

İzolasyonların kaldırılması demek tüm Kuzey Kıbrıslı Türkleri kazanmak ve onların Kıbrıs’ta nihai bir barış için zaten var olan motivasyonlarını güçlendirmek demekti. Ancak şu anda yaşanan büyük “hayal kırıklığı” nedeniyle motivasyon “sıfıra” doğru inmekte.

Eğer yarın bir seçimde Kuzey Kıbrıs’ta “AB’ye karşı” olanlar iktidara gelecek olursa emin olun bu “AB’nin başarısı” olacak!

Evet bu yukarıda saydığım üç soruna değindikten sonra ben de soruyorum AB, “AB ne derece samimi?” sorusunun her geçen gün daha fazla sorulduğunun farkında mı?

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 71
    AB’de Türkçe hala resmi dil değil için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-amblem kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar