KUZEYDE EGEMEN KİM: KKTC Mİ, AB Mİ?

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 3 Aralık 2007 Saat : 6:24


 

Yöneticilikle ilgili eğitim alan ve daha işin başında olan öğrencilere ilk derslerde öğretilen küçük bir örnek vardır. Bu örneğin ana teması, bir ekipte görev yapan kişilerin ufuk çizgisinin, bulundukları mevkilere göre hangi düzeyde olduğunu göstermektir.

 

Örnek ağaç kesmekle görevlendirilmiş bir şirket ve onun personelinden oluşmaktadır. İşin sonunda yanlış ağaçlar kesilmiştir ve sorun aranmaktadır.

Ormana ağaç kesmeye giden oduncular, birbirlerini yanlış ağacı kesmekle suçlarlar.

Ekip başı, oduncuları yanlış ağaçları kesmekle suçlar.

Amir, Ekip başını odunculara kesmeleri için yanlış ağaç grubunu göstermekle suçlar.

Müdür Amiri, odun ekibini ormanda yanlış bir bölgeye götürmekle suçlar.

Yönetici ise Müdüre yanlış ormanda kesim yaptıklarını işaret eder.

Son haftalarda halkın ağzında ve medyada tartışılmakta olan “Güneyden Ticaret” konusunda, Maliye bakanı ve bakanın içinde görev yaptığı hükümet, yukarıdaki örnek benzeri kesilen ağaçları değil, ormanı şaşırmışa benziyor.

Yanlış ormana yönelindiği için de yanlış ormanın kuralları halkın önünde tartışılmaktadır. Veya bu yanlış kurallar, yapılan yanlışın ana nedeninin tartışılmaması ve halkın nazarından saklanması için kasten ortaya atılmış ve tartıştırılmaktadır.

 

Tüm bu tartışmalar 135 Euro üzerinde dönmektedir.

135 Euro’luk alış veriş neleri kapsamaktadır, liste nedir ve hangi malların üzerinden %30 gümrük alınacaktır konuları günlük gündemi oluşturmakta ve tartışılmaktadır.

 

Tüm kuralar 29 Nisan 2004 tarih ve 8208/04 sayılı “AB Kıbrıs Tüzüğü”ne bağlanmıştır ve bu tüzüğün kuralları, Güneyden Ticaret konusunda da yoğun bir şekilde tartışılmaktadır.  Aslında halkımıza hedef şaşırtılmaktadır.

Bu tüzüğün 2.ci maddesine göre KKTC’de veya tüzüğün tanımı ile “Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’nin etkili kontrolü altında bulunmayan bölgelerde”, AB müktesebatının uygulanması, 10. Protokol’ün 1(1). maddesi uyarınca ertelenmiştir.

Bu tüzüğün 3.cü maddesine göre de Avrupa Birliği sınırları, Kıbrıs’ta 1974 yılında belirlenmiş olan yeşil hatta kadar genişletilmiştir.

Bu tüzüğün 4.cü maddesine göre yukarıda bahsedilen hattın AB’nin dış sınırını teşkil etmemesi nedeniyle, malların, hizmetlerin ve kişilerin geçişine ilişkin olarak, öncelikli sorumluluk Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bulunmak kaydıyla, özel kuralların belirlenmesi gerekmektedir.

Bu tüzüğün BAŞLIK II, KİŞİLERİN SINIR GEÇİŞLERİ, Madde 2, Kişilerin Kontrolü, madde 4.’e göre “Sınır, yalnızca Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yetkili kuruluşların izin verdiği noktalar çerçevesinde geçilecektir. Geçerli noktaların listesi Ek I’de sıralanmıştır.” Kuralı geçerlidir.

Bu tüzüğün “BAŞLIK III,  MALLARIN GEÇİŞİ, Madde 4, altındaki  1’den 12’ye kadar olan alt maddelerde hangi malların “KKTC’den Güney Kıbrıs”a geçirilebileceği belirtilmiştir.

Özellikle bu madde, Kıbrıstaki iki bölge arasında yapılacak ticaretin hangi yöndeki kurallarını belirlediğinden çok önemlidir. Tüzük, Güneyden kuzeye değil, kuzeyden güneye yapılacak ticaretin kurallarını belirlemektedir.

Bu tüzüğün “Madde 6, Hattı geçen kişilere tanınan imkanlar” bölümü ise, “69/169/EEC[4] sayılı Konsey Direktifi uygulanmayacak, ancak hattı geçen kişilerin şahsi bagajında bulunan mallar -maksimum 20 adet sigara ve ¼ litre alkollü içecek dahil- ticari niteliğe sahip olmamaları ve kişi başına 30 Euro’yu geçmemeleri halinde muamele vergisi ve özel tüketim vergisinden muaf olacaktır. 17 yaşından küçükler bu muafiyetten yararlanmayacaklardır.” şeklindedir.

Bu maddedeki 30 Euro’luk miktar bilahare, 135 Euro’ya çıkartılmıştır. 4 kişilik bir ailenin 4 x 135 = 540 Euro alış veriş yapabileceği ise sadece bir hayaldir. Madde 6, bunu yasaklamaktadır.

 

Maliye Bakanı tüm uygulamasını ve savunmasını bu tüzüğe göre yapmaktadır ama asıl yanlışlık, bu tüzüğün KKTC’de geçerliliğinin olup olmadığı konusudur. Yani bu yazının başındaki örnek misali Maliye Bakanı Ormanı şaşırmıştır ve yanlış ormanda kesim yapmaktadır.

 

Aslında en büyük hatayı Maliye Bakanlığı yapmış ve son iki yılda devlete kadrolarına binlerce kişi almakla, Kıbrıs Türk halkının tüm bireylerinin, yeni doğan bebekten 90 yaşındaki yaşlı insanımıza kadar tümünün sırtına, 30 yıl müddetle ödenmesi gereken kişi başına aylık 10 Dolarlık ek bir yük daha bindirmiştir.

Bu paranın hazineye aktarılması için de Stopaj, KDV artırımı, gümrüklerin yükseltilmesi, ek vergiler, su parası, elektrik ücreti, benzin, mazot ve benzeri dolaylı ve direkt vergilerde artış yapmak zorunda kalmıştır.

KKTC’yi düşük vergiler ve düşük mal fiyatları ile komşu ülkelerin ticari cazibesi haline getirmek varken, son derece popülist bir yaklaşımla devlet dairelerine son iki yılda sokuşturulan binlerce kişi ile, halk taşıyamayacağı bir vergi yükünün altına sokulmuş, ekonomi ve ticari hayat mahvedilmiş, insanımız da güneye yönlendirilmiştir.

Şimdi ekonomi kan ağlamaya, maliye bakanlığının girdileri de kan kaybetmeye başlamıştır.

Yıkım ve Maliyenin iflası çok yakındır.

Ya vergiler bu düzeyde kalacak ve tüm ticaret güneye kayacaktır, ya da konan istihdam kökenli ek vergiler geri alınacak ve ticaretin güneye kayması önlenecektir.  Her iki uygulamanın sonunda olacak olan da Hazinenin batacağıdır.

 

Maliye bakanının 135 Euro’luk limiti uygulamak gibi bir zorunluluğu yoktur. Bunu isterse arttırabilir, isterse de sıfırlayabilir.

AB Kıbrıs Tüzüğü”nün geçtiği dönemde, KKTC’deki mal ve hizmetlerin fiyatları güneyden çok düşük olduğu için tüzüğün içerdiği kurallar, aslında tek taraflı olup Güney Kıbrıs’ı korumakta ve bu tüzüğün uygulanmasındaki tam yetkiyi de “Güney Kıbrıs Rum Yönetimine” vermektedir.

KKTC hükümeti, bu tüzüğü uygulamayı kabul etmekle sınırlardaki geçişlerde “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi”in egemenliğini de kabul etmektedir demektir.

 

Kıbrıs’ın kuzeyinde egemen olan KKTC’midir yoksa bizlere hiç sorulmadan ve katılım referandumu yapılmadan AB toprakları içine alındığı iddia edilen ama müktesebatının yani kurallarının şimdilik geçerli olmadığı söylenen Avrupa Birliği midir?.

KKTC hükümetinin bu tüzüğün kurallarına uymak zorunluluğu var mıdır? Varsa, AB’nin diğer kurallarına niye uymamaktadır.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 57
    KUZEYDE EGEMEN KİM: KKTC Mİ, AB Mİ? için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar