Rumların Müzakerelerdeki Hedefleri

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 20 Eylül 2009 Saat : 12:12


 

Bu gün Ramazan Bayramı ve tüm okuyucularımın Bayramını candan kutlar, hepsine ayrı ayrı mutluluk, sağlık ve başarılar dolu nice Bayramlar dilerim


Bu gün değineceğim konu ciddi mi ciddi.


Rum Ulusal Konseyinin son kararları ve müzakerelere yönelik belirledikleri hedefler ile ilgili.
 
Cumhurbaşkanımız Talat ile Hristofyas arasında 21 Mart 2008 tarihinde başlayan görüşmelerin 2. aşamasına geldiğimiz bu günlerde, Rumların “Kıbrıs” siyasetinde uzun vadeli hedefler belirleyip yön veren Rum Ulusal Konseyi dört gün süren çok önemli bir toplantı yaptı.


Bu toplantıda Rum halkını temsil eden siyasi partilerin temsilcileri müzakereler sürecini temelinden etkileyecek söylemler yaptılar, öneriler sundular ve toplantının sonunda da çok ciddi sayılacak kararlar alarak, müzakerelere yönelik yeni tezler ve ilkeler geliştirdiler, milli hedeflerine yönelik stratejilerini de iyice somutlaştırdılar.
 
Rum liderler bu toplantıda Kıbrıs sorununu çözmeye yönelik yedi ana ilke belirlediler. Buna ilaveten müzakerelerin gidişatına ilişkin Rum siyasi partilerin de katılımıyla Hristofyas’a yardımcı olacak bir alt komite veya “Danışma Kurulu” kurulmasına karar verdiler.  Son olarak da Türkiye-AB müzakereleri sürecinde, Kıbrıs konusunu işin içine sokacak ve Türkiye’ye baskı unsuru oluşturabilecek üç yeni temel ilke saptadılar.
   
Bu yeni yedi karar ve üç yeni ilke, gelecekte Hristofyas’ın Cumhurbaşkanı Talat’tan neler isteyeceğini, nasıl davranacağını, neler yapacağını ve müzakerelerde hangi stratejiyi takip edeceğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
 
Tek tek tüm kararları tarafsız ve objektif olarak gözden geçirdiğimde, algıladıklarım bana gelecekte ne olacağını ve Rumların Talat’dan neleri talep edeceklerini açık ve net olarak ortaya koydu.


Birincil önemdeki stratejileri, ne pahasına olursa olsun Türkiye’nin garantörlüğünü ve ada üzerindeki garantisini kabul etmemek ve içinde Türkiye’nin garantisi ve ada üzerinde garantörlüğü olacak olan bir anlaşmaya da asla “Evet” oyu vermemek.


Bu elde bir.


Biz Kıbrıslı Türkler ne kadar da Türkiye’nin garantisini ve ada üzerindeki garantörlüğünü istesek, ne kadar da olmazsa olmaz desek, dinlemeye ve dikkate almaya niyetleri asla olmayacak. Hiçbir Türk lider bu koşuldan vazgeçemeyeceğine göre, müzakerelerin bir noktadan sonra çıkmaza gireceği kesin.   


Bir başka birincil önemdeki kararları da, müzakereler adadaki her iki halkın kabul edeceği şekilde sonuçlanıp referandumda “Evet”lendikten sonra kurulacak olan “Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti”nde tek bir egemenliğin, uluslar arası temsiliyetin ve vatandaşlığın olmasına ilaveten yapısının da mevcut Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin devamı olacağı kararı.


Yani müzakereler sonrasında KKTC lav edilecek ve Kıbrıs Türk Halkı da, 1963-1974 yılları arasında kendisine “Soykırım” uygulamış olan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ne bazı haklarla katılacak ve kerhen yönetimine de ortak olacak.


Bunlara ilaveten Kıbrıs sorununa getirilecek çözüm Uluslar Arası Hukuka, Avrupa ilke ve değerlerine, Avrupa Hukuku’na ve insan haklarıyla ilgili uluslar arası sözleşmelere uygun olacak.
Yani KKTC’nin şimdi bulunduğu topraklara yaklaşık üçyüzbin Rum geri dönecek ve yerleşecek.


Türk Ordu’sunun ve Türkiye’den gelen kardeşlerimizin, yani KKTC vatandaşlarının belli bir kısmının geri gönderilmeleri koşulu da müzakerelerin olumlu sonuçlanması yönünde bir başka olamazsa olmazı Rum Ulusal Konseyi’nin.


Ve birde şantaj var bu kararların içinde, “Türkiye Kıbrıs Rum Cumhuriyetine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmezse AB üyeliğine karşı çıkılacak”.


Belli ki Rumlar, bu ada bir Helen adasıdır ve bizimdir, Kıbrıslı Türklerin de adanın yönetimi üzerinde herhangi bir hakları yoktur. Müzakereler Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlüğünü kaldırmadığı, garantisini iptal etmediği, Türk ordusunun geri gitmesini sağlamadığı ve Türkiye’den gelenlerin geri gitmesini kesinleştirmediği takdirde, Rumlar herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerdir demektedir bu kararlar, saptanan prosedürler ve ilkeler.


KKTC Meclisine görev düşmektedir.


19 Nisan iradesi ile Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’a kalıcı bir barış getirilmesi yönündeki belirleyici düşünceleri ile yeniden oluşturduğu KKTC Meclisi, Kıbrıs Türk Halkı’nın düşüncelerini içeren bir karar almalı ve çözümün içinde olmasını istediği kırmızı çizgilerini KKTC Meclisi Kararı olarak müzakere masasına koymalıdır.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 24
    Rumların Müzakerelerdeki Hedefleri için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar