Kıbrıs’lı Rumların yasa oyunları |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
21 Aralık 1963 olaylarından sonra Kıbrıs’lı Rumların silah zoru ile “1960 Kıbrıs Cumhuriyeti”ni ele geçirmeleri ve 16 Mart 1964 tarihindeki BM kararı ile de bunu meşrulaştırmalarından sonra mevcut yasaları tek taraflı olarak kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmeye başladılar.
Kıbrıs’lı Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasa’sına veya 1960 kuruluş anlaşmalarına uysa da uymasa da 1964’den günümüze bir çok yasayı değiştirdiler.
Siz hiç “Hali arazilere” tapu verildiğini duydunuz mu? 1960 Kıbrıs Anayasasına göre bu olanaksız.
Yasal adları ile Kıbrıs’lı Türk Temsilcilerin yani Türk Milletvekillerinin, 1960 Anayasasına göre kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisinde asgari olarak 16 oyla “Evet” demelerinden sonra Türk ve Rum bölgelerinde aynı günde ama ayrı ayrı sandıklarda yapılacak Referandumda da her iki toplumda “Evet” oylarının çoğunlukla çıkmasından sonra ancak değiştirilebilecek olan Anayasayı Rumlar, bu süreç içinde istedikleri gibi istedikleri konularda değiştirdiler.
16 Mart 1964 tarihindeki BM kararına rağmen bence bu değişiklikler yasal değil. Bir şekilde Rumların, Türk temsilcilerin oyları olmadan değiştirdikleri tüm yasaları ve bu değiştirilmiş yasaların arkasına saklanarak gerçekleştirdikleri tüm uygulamaları Lahey Adalet Divanına veya AİHM’ye taşımamız ve hesabını sormamız gerekmektedir.
Son icraatları da, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına aykırı olarak Hali Arazileri (imara açılmamış hazine topraklarını) Rumlara golifa gibi dağıtıp “Koçan” yani tapu vermeleri.
Çok değil daha dün, Kıbrıs Rum hükümeti İçişleri Bakanı Andreas Hristu, Rum göçmelere tapu verilmesi kararını çok büyük ve Rum Yönetimi’nin sosyal yaşam ve iskân politikası konularında bugüne kadar hiçbir zaman almadığı önemli bir karar olarak açıkladı.
Söz konusu “Tapu verme” kararı üç grubu kapsıyor. Şu anda hükümet evlerinde oturan Rum göçmenler, kendi evlerini yapmaları için devletten para alanlar ve Kıbrıs’lı Türklerin evlerini işgal edip oturanlar.
İşgalciler sadece bizim tarafta (kuzeyde) yok. Güneyde de var ama onlar Rum oldukları için yasal işgalci, bizimkiler ise Türk oldukları için “işgal bölgesinde yaşayan işgalciler”. Kıbrıs’lı Rumlar öyle tanımlıyorlar. Sonra biz bu konuyu bir gün gene Ledra Palas toplantılarında dile getirirsek, gene çıngar çıkacak ya neyse.
Bu yeni yasal düzenlemeye göre Kıbrıs’lı Türklerin taşınmaz malları üzerine inşa edilmiş evlerde veya Kıbrıs’lı Türklerin evlerinde oturanlara özellikle “Hali arazi” verilecek.
Zorla el konulan Kıbrıs’lı Türklere ait toprakların dökümü şöyle.
Üzerine Hükümet Evleri (Sosyal Konut) yapılmış Kıbrıs’lı Türklere ait topraklar
Bu verilere ilaveten Kıbrıs’lı Türklerin şehirlerde bıraktıkları evlerde oturan Rumların ilçelere göre dağılımı, Lefkoşa’da 349, Limasol’da 2,170, Larnaka’da 1,460 ve Baf’ta 977. Bu rakama 1963 yılında silah zoru ile göçe zorlanan 103 köyde oturan Türklerin evleri ve arazileri dahil değildir.
Görüldüğü gibi, Rumlar 1963’de hem Kıbrıs Cumhuriyetine hem de Türk mülklerine el koymuşlar ve bu uygulamalarını da günümüze kadar sürdürüp güya yasallaştırmışlar. Ben buna korsanlık derim.