Papadopulos’un Çözüm Önerileri

Papadopulos’un Çözüm Önerileri

Papadopulos, 8 Şubat Cuma günü düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin kendi önerileri ile parametrelerini açıkladı.


31 Ocak tarihli yazımda, okuyucularıma ve sevgili Rum adadaşlarımıza, boşuna 9 gün daha bekleyip merak içinde kıvranmayın, gelin ben size Papadopulos’un çözüm önerilerini şimdiden açıklayayım demiştim ve ikisi gırgırına yazılmış, Papadopulos’un olası yirmi üç önerisini yazımda dile getirmiştim.


Ben buna tam isabet derim.


Bakın ben Papadopulos adada çözüme yönelik ne önerecek diye yazmışım, o tam 9 gün sonra neleri önermiş.


Ben; “Karpaz iade edilmeli ve tüm Karpaz’lı Rumlar görüşmelerden önce evlerine dönmeli.
Papadopulos; Her bölgenin sahil şeridinin uzunluğunun her eyaletin toplam alanı ile orantılı olmalı.

Yani 100 km sahil şeridi Rumlara geri verilsin. Karpaz burnunu 50 km. kuzey sahilinden ve aynı paralelde 50 km.de güney sahilinden salam gibi kesip verirseniz Papadopulos’un istediği gerçekleşir. Bu dilim de Ziyamet’ten Zafer Burnuna kadar olan bölüm demektir. Karpaz yarımadasının neredeyse yarısından biraz fazlası.
Açıkgözlüğe bakın siz.

Ben Karpaz yarımadasının yarısını istiyorum demiyor, gayet nazik ve masumane bir şekilde sahil şeritleri orantılı olsun diyor.


Ben; Görüşmelere başlanması için Maraş iade edilmeli.
Papadopulos: Mağusa’nın (Maraş) müzakereler başlar başlamaz BM’ye iade edilmesi.


Ben; 1974 sonrası adaya Türkiye’den gelen tüm Türkler geri gitmeli.
Papadopulos; Yerleşiklerin ayrılmaları için teşvikler verilerek yerleşikler sorununa kesin çözüm bulunması. (Yani hepsi geri gitsin.)


Ben; Türkiye’nin herhangi bir müdahale hakkı olmamalı.
Papadopulos; Üçüncü bir ülkeye müdahale hakkı tanımayan yeni bir güvenlik sistemi olmalı. (3.cü ülke = Türkiye)


Ben; Güçlü bir Merkezi Hükümet (Rum hükümeti) olmalı.
Papadopulos; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olan, ortak egemenlik, uluslararası kimlik ve vatandaşlık ve BM kararlarında tarif edildiği şekliyle iki toplumun siyasi eşitliğini teminat altına alan anayasaya sahip federal bir devlet. (Kişiler eşit olacak, halklar değil)


Ben; Bütün göçmen Rumlar kuzeydeki mülklerine geri dönmeli.
Papadopulos; Göçmenlerin büyük bir kısmının Kıbrıs Rum idaresi altında bulunması için toprakların iade edilmesi.


Ben; Dolaşım serbest olmalı ve arada sınır bulunmamalı.
Papadopulos; Avrupa İnsan Hakları Anlaşması gereğince göçmenlerin geri dönüş hakları ve mallarını özgürce kullanmaları haklarının sağlanması.


Ben; Türkiye’nin garantörlük hakkı iptal edilmeli.
Papadopulos; Yabancı devletlere egemenliğe ilişkin yetki verilmemesi. (Yabancı devlet = Türkiye)


Ben; Papadopulos’un hedefi bellidir. Aklında hala daha “Enosis” fikri vardır ve bunu gerçekleştirmek için Türkiye’nin zayıf düşeceği bir zamana kadar “Kıbrıs adasının tek uluslar arası tanınmış devleti olarak” varlığını sürdürmek istemektedir.

Papadopulos; Çözümün hayata geçmemesi durumunda, bugünkü Kıbrıs Cumhuriyeti rejimi geçerli olacaktır.


Ben ; Türk askeri tamamen adadan gitmeli. Adada güvenlik BM veya AB askerleri tarafından sağlanmalı.
Papadopulos; İki topluma güven verecek ve 3. ükelere askeri müdahale hakkı öngörmeyecek yeni bir güvenlik sistemi olmalı. (3.cü ülke = Türkiye)


Ben; BM Genel Sekreterinin dediği gibi “Zaman sınırlaması” ve “Hakem” olmayacakmış. Yani görüşmeler Papadopulos’un canı ne zaman isterse o zaman sonuçlandırılacak şekilde olmalıymış. Bu görüşmeleri, Kıbrıs adasının tek uluslar arası tanınmış devleti olarak ister on sene, ister kırk, isterse de yüzkırk sene sürdürmek hakkı olmalıymış bizim bondonun. (Mecazi: yerden bitme)

Papadopulos; Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için sıkı takvimler ve hakemlik kabul edilemez.


Türkçemizde güzel ve tam yerinde bir deyim var, “Kırkı yıllık Yanni olur mu Kani?” diye. İşte bizim Papadopulos’ta aynı bu Yanni.
Hiç değişeceği yok.

1955’deki kafa yapısı neyse şimdiki de o. Aradan sadece zaman geçmiş ama bir şey değişmemiş.

1955’den bu güne değil kırkı yıl, tamı tamına elli üç yıl geçti geçmesine rağmen bizim bondo gene aynı bondo kalmış.

Aklı “Enosis’te takılı kalmış ve adada sadece Rum egemenliği olmasını istiyor.

Yani Papadopulos’a göre biz Kıbrıslı Türkler yokuz ve hiçbir hakkımız da olamaz.

11 Şubat 2008
Papadopulos’un Çözüm Önerileri için yorumlar kapalı
Okunma 45
bosluk

BM’nin Kıbrıs Planlarına Değinen Yok

BM’nin Kıbrıs Planlarına Değinen Yok

Güneydeki seçimlerde başa güreşen her üç aday da, Tasos Papadopulos, Dimitris Hristofias ve Yoannis Kasuridis, ağız birliği etmişçesine Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm için genelde, üç aşağı beş yukarı, hep aynı cümleleri söylüyorlar.

“Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında, BM kararlarına uygun olarak, Doruk Anlaşmalarında mutabakata varıldığı gibi iki kesimli, iki toplumlu federasyon şeklinde, uluslararası ve Avrupa hukukunda desteklenecek bir çözüm” olarak tanımlıyorlar.


Rum adaylar I.ci ve II.ci Doruk antlaşmalarını Rum halkının duymak istediği gibi yorumluyorlar.
Ama gerçek hiçte öyle değil.

I.ci Doruk antlaşmasına otururken Rauf beyin olmazsa olmaz koşulu, Türk askerinin adadaki varlığının ve Türkiye’nin garantörlüğünün asla müzakerelere dâhil edilmeyeceği idi. Yani bu iki madde kalıcı idi ve müzakere bile edilemezdi.

Makarios bu koşulu kabul ederek masaya oturdu ve görüşmenin sonunda Kıbrıs’ta iki bölgeliliği onaylayarak masadan kalktı.

Yani, yan yana iki ayrı bölgenin olacağını ve Türklerin yöneteceği bölgenin de adanın kuzey kısmında olacağını kabul etmişti. (Bakınız Glafkos Kliridis: İFADEM, 4. cilt, sayfa 523).

Türk bölgesinin alanı, Türklere göre %29+ (Türk tapu alanı kadar), Rumlara göre de %20  (Adadaki Türk nüfusunun Rumlara oranı kadar) olacaktı.

Arşivler ve yayınlanmış hatıralar bunları söylüyor.


Rumlar hep BM kararlarına atıfta bulunuyorlar. Bunların başlıcaları, 4 Mart 1964 tarihli 186 numaralı karar, 18 Kasım 1983 tarihli 541 numaralı karar, 15 Aralık 1983 tarihli 544 numaralı karar ve 11 Mayıs 1984 tarihli 550 sayılı karar.

Hepsi de BM Güvenlik Konseyinin Rum yanlısı kararları.

Bu kararların zamanlarının geçmiş ve alındıkları günlerdeki koşulların çoktan değişmiş olmasına rağmen Rumlar bunlara sıkı sıkıya sarılıyorlar.
Ama BM’nin kararlarını öne sürerken hiç BM Planlarından bahsetmiyorlar.
Bu güne kadar 8 Temmuz Gambari süreci hariç 17 tane Birleşmiş Milletler planı sunulmuş ve hiç ayırımsız hepsine de Rumlar, bu planlarda “Enosis” açık kapı olmadığı için “Hayır “demişler.   

1974 Barış Harekâtından sonra Viyana ve Cenevre’de çözüme yönelik 3 tane ciddi konferans yani toplantı yapılmış, Rumlar bunlara da “Hayır” demişler. Niyetleri adada Türk varlığını tanımak ve siyasi eşitlik temelinde ortak bir yapı kurmak yerine adanın tümüne hâkim olmak. Bunun için bu güne değin tüm köprüleri yakmışlar.


Bakın Rum lider adaylarının söylemlerine, hepsi de BM kararlarına değinir ama bir tanesi olsun BM planlarına değinmez. Bu planlara değinmek hiç birinin işine gelmez.


Özellikle de Papadopulos.

Kafasındakini saklamak gereğini bile duymuyor. Hedefi Kıbrıs adasını Rum hükümranlığı altına sokana kadar pusuya yatıp, tanınmış bir devletin tüm nimetlerinden faydalanarak sabırla beklemek.

Aklınca 8 Temmuz sürecinin arkasına saklanarak BM’nin önerdiği Annan Planını veya benzeri bir planı kabul etmeyeceğini söylüyor.
Gerekçesi de hazır.

Annan Planını, “çözümü değil, taksimi yasallaştıran, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni dağıtan ve Kıbrıs’ı Türkiye’nin mandası yapan” bir plan olarak tanımlıyor.


Biraz da ileri giderek, Annan Planı’nın benzer içerik veya bir başka isimle tekrarlanması tehlikesinin ortadan kalkmadığını, bu nedenden dolayı Türklerin 8 Temmuz anlaşmasını hayata geçirmeyi reddettiğini ve başkanlığa seçilmesi durumunda da Annan Planı’nın tekrarlanmasının mümkün olmadığını, çünkü bunu kabul etmesinin söz konusu olmayacağını söylüyor.


Bence Papadopulos, eğer seçimi kazanırsa, 8 Temmuz Gambari Antlaşmasının altında kalacak. Tabii, o seçilmezse, yeni seçilecek olan daha da çok hissedecek bu antlaşmanın ağırlığını.


KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet A. Talat’ın 5 Eylül görüşmesinde yaptığı öneriyi unutmuşa benziyorlar.

Talat Papadopulos’a, “5 ana komiteyi kuralım,  komitelerin anlaşmaya vardıkları konular üzerinde Kıbrıs Türk ve Rum liderleri görüşmeye başlasın ve bir yıl içerisinde de Kıbrıs sorununa bütünlüklü bir çözüm bulunsun” demişti. 

Papadopulos ise “zaman süresi olmayacak şekilde 120 komite bir araya gelsin ve görüşmeler yapılsın” diyerek karşı bir teklif yaparak, Talat’ın önerisini reddetmişti.

Aklınca, Türkiye’nin zayıf bir anını yakalayarak adayı Rum hükümranlığı altına sokmak için zamana oynayacak ve bu süre içinde de Kıbrıs adasının tek uluslar arası tanınmış devleti olarak AB ve BM’de Türkiye’ye her türlü zorluğu çıkaracak.

Planı halen de bu.


Bu nedenle de kendisinin yaptığı önerinin geçerli, Talat’ın yaptığı önerisinin ise geçersiz olduğunu düşünüyor. Düşünüyor demen biraz yanlış olur aslında. Bundan yüzde yüz emin.

AB üyesi bir devletin başkanı olduğu için AB’nin hep kendi tarafını tutacağını düşünüyor ve BM’de Kıbrıs’ın tek tanınmış devleti olması nedeni ile de kendi görüşünün kayıtsız şartsız kabul edileceğini varsayıyor.


Ama Papadopulos’un unuttuğu bir şey var. O da, seçimlerden sonra, seçimi kazanacak olan kişinin önüne takvim kısıtlamalı bir planın konacağı.

Bu defa sonuçları belli olan, yani tarafların her ikisi de masaya konan plana “Evet” derlerse sonucun ne olacağı, “Hayır” derlese ne olacağı, bir çözüm planı masaya konacak.

Papadopulos’un efelendiği gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni dağıtan ve adada iki eşit statüde devletten oluşan bir yeni bir devlet oluşumuna Rum halkı “Hayır” derse, alternatif çözüm olarak, KKTC’nin tanınarak adada uluslararası tanınmışlığı olacak olan iki ayrı devletin olacağı peşinen belirtilecek.


Bu sefer BM ve AB, Rumların Annan Planı ve AB’ye giriş döneminde çevirdikleri Bizans entrikasını bir daha yutmaya niyetli gözükmüyor.
Ya çözüm, ya çözüm istiyorlar. 

6 Şubat 2008
BM’nin Kıbrıs Planlarına Değinen Yok için yorumlar kapalı
Okunma 47
bosluk

Papadopulos’un ipi çekilmeye başlandı

Papadopulos’un ipi çekilmeye başlandı

Ne Avrupa Birliği ne de Amerika Birleşik Devletleri, 24 Nisan 2004 referandumunda Papdopulos’un Rum halkına çağrı yaparak Annan Planını reddetmelerini istemesini unutmuş değil.
 
AB’nin ve ABD’nin Papadopulos’un ipini çekmeye kararlı oldukları kesin.
Papadopulos, 17 Şubat seçimlerinde ağzıyla kuş tutsa kazanması olanaksız gözüküyor.  


Seçim haftası yaklaştıkça, Papadopulos’u Rum halkının gözünden düşürmek, Rum halkı karşısında zor duruma sokmak ve rakiplerinin önünü açmak için AB ve ABD tarafından Rum tarafı aleyhine ve KKTC lehine girişimler artacak.


Siftahı Mağusa – Lazkiye seferleri yaptı.
Ne ABD ne de AB, seferleri durdurması için Suriye’ye her hangi olumsuz bir telkinde bulunmadı.
Tam tersine AB Komiseri Olli Rehn ele geçirdiği ilk fırsatta, KKTC limanlarının Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından kapalı ilan edilmesinin, bu limanlara yabancı bandıralı gemilerin girip çıkmasına ve yapılacak ticarete engel olmadığını söyleyerek, gerek Papadopulos’u gerekse de “Kara Cira” Markulli’yi çok zor duruma soktu.
Mağusa – Lazkiye seferlerinin devam etmesi ve Olli Rehn’in KKTC limanlarının uluslararası trafiğe açık olduğu açıklaması, Papadopulos’un karizmasını fena çizdi.


Bunun arkasını Başbakan Ferdi Sabit Soyer’in Hessen Eyalet Meclisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) Meclis Grup Başkan Yardımcısı Jürgen Walter ve SPD milletvekili Luthar Klemm’in davetlisi olarak 19 Eylül’de Almanya’ya gitmesi getirdi.
Aslında Başbakanın Almanya ziyareti programında, eski Alman şansölyesi (Başbakan) Gerhard Schröder’i KKTC’ye davet etmesi yoktu.
SDP’ye yaptığı ziyaret esnasında, eski SDP başkanı Gerhard Schröder’i KKTC’ye davet edebileceği kendisine ima edilince, Başbakan bu tarihi fırsatı kaçırmadı ve hemen resmi bir davet yaptı.
Rum Yönetimi, Gerhard Schröder’in bu ziyaretinin iptal edilmesi için çok yoğun bir çaba harcadı ve her türlü girişimi denedi ama Alman hükümeti Papadopulos’un ipini çekmek planından taviz vermedi. Nazik bir şekilde Schröder’in özel bir kişi olduğu ve Almanya’da herhangi bir siyasi veya diğer mevkie sahip olmaması dolayısıyla seyahat etmesinin veya faaliyette bulunmasının engellenemeyeceği yanıtını vererek, Rumları başından savdı. 
Gerhard Schröder’in KKTC’ye yaptığı ziyaret ve söylediği sözler Rum tarafında büyük gürültüler yaratı. Schröder’in BM önerileri temelinde çözüm bulunması prosedürünü vurgulaması ise Papadopulos’u çılgına çevirdi.
Papadopulos’un bu ziyareti, ‘o da iş mi yani’ şeklinde tanımlaması, içine düştüğü zor durumu ve acizliğini ortaya koyuyor.
 
İtalyan milletvekillerinin KKTC pasaportu almaların arkasından KKTC Dışişleri bakanı Turgay Avcı’nın İngiliz Lordlar Kamarasında konuşması ise Papadopulos’a seçimi kaybettirme senaryosu içinde İngiltere’nin de rol aldığını gösteriyor.
Avcı’nın İngiltere’ye Lord Maginnis’in davetlisi olarak gitmesi ve Lord Magginis’in organize ettiği Lordlar Kamarası’ndaki toplantıda birçok kamara üyesi lorda, T.C. Elçiliği diplomatlarına, İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türk toplumu mensuplarına, çok sayıda politikacı ile gazeteciye hitap etmesi ve sözleri içinde Kıbrıs gerçeklerini KKTC bakış açısından dile getirmesi ise senaryonun bir başka parçası.
Bu güne kadar hep Rum propaganda makinesinin sözlerini dinlemeye zorlanmış politikacılar artık madalyonun öbür yüzünü de görmeye başladılar.


Başbakan Ferdi Sabit Soyer’in Eylül ayındaki Almanya ziyaretinde, başkent Berlin’de  Almanya Birlik 90- Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth ile görüşmesi ve aynı daveti ona da yapması, Roth’un da KKTC’ye gelmesi ile sonuçlanacak.
Ok artık yaydan çıktı.


Papadopulos vatandaşları tarafından beceriksizlikle suçlanması ve Kıbrıs konusunda fırsatların kaçırılmasına neden olmakla itham edilerek seçimi kaybetmesi için düğmeye basıldı. 
Papadopulos’un hiç kurtuluş şansı yok. İllaki seçimi kaybedecek.
Yerine seçilecek olan da Mart içinde, daha sağını solunu iyice öğrenemeden masaya oturtulacak.
Senaryo iyice belli oldu.

3 Şubat 2008
Papadopulos’un ipi çekilmeye başlandı için yorumlar kapalı
Okunma 46
bosluk
  • Sayfa 2 ile 2
  • <
  • 1
  • 2
Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
Samtay Vakfı
kıbrıs haberleri
kibris 1974
atun ltd

Gallery

Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2

Arşivler

Son Yorumlar