





2009 yılındaki bu son yazımda sevgili okuyucularıma sağlık ve mutluluklar dolu yeni bir yıl diliyorum.
2010 yılının Kıbrıslı Türkler için geçmiş yıllara kıyasla çok daha farklı ve radikal değişikliklerle dolu bir yıl olacağı inancındayım. Gerek iç, gerekse de dış politikada beklenmedik, yeni ve daha evvel hiç yaşanmamış olaylar yaşayacağımız, yeni gelişmelere şahit olacağımız kesin.
Yaşayacağımız değişikliklerin ve yeni gelişmelerin titreşimlerini algılamaya ve işaretlerini görmeye daha şimdiden başladım.
Türkiye için de 2010 çok parlak bir yıl olacak. Yeni kapıların açılımını, bölgesel gücünün artışını ve bölge liderliÄŸini pekiÅŸtirmesini gün be gün hep birlikte yaÅ...
Cumhurbaşkanı Talat ve Hristofyas arasında sürdürülen müzakerelerdeki gelişmeler gerçekten çok ilginç.
Rumların Kıbrıs’ta BM parametreleri içinde bir çözümü ve bu çözüme yol açacak herhangi bir antlaÅŸmayı istemedikleri gün geçtikçe daha da belirgin bir ÅŸekilde ortaya çıkıyor.
Hristofyas ve Talat müzakereleri hızlandırmak için 11, 12 13, 18, 19 ve 20 Ocak’ta yoÄŸunlaÅŸtırılmış görüşmeler yapmayı ve kendi aralarında mutabakata vardıkları baÅŸlıklarda da bir sonuca varmayı kararlaÅŸtırmışlardı.
Yaptıkları ve üzerinde hem fikir oldukları çalışma planına göre görüşmelerin ilk üç gününde “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “Ekonomi” ve “Avrupa Bi...
Müzakerelerin temposu arttıkça ve de beklentiler yükseldikçe, Hristofyas da aynı oranda bunalıma girip açıklar vermeye, hoşnutsuzluğunu ortaya koymaya başladı.
Gaza geldi mi ağzından baklayı çıkarıyor, sıkıştımı da tüm söylediklerini inkâr edip geri adım atıyor.
Noel yortusu münasebeti ile MaÄŸusa’daki sınır bölgelerinde yer alan RMMO mevzilerini dolaşırken Rum askerlerine yaptığı hitabında kafasının ardında sır gibi sakladığı gerçek düşüncelerini, gaza geldiÄŸi için elinde olmadan bir bir açığa vurdu.
CumhurbaÅŸkanı Mehmet Ali Talat’la uzlaÅŸtıkları dışında hiçbir ÅŸeyin kendisini baÄŸlamadığını söyleyerek, bugüne kadar verdiÄŸi tavizleri geri almak olarak da yorumlanab...
CumhurbaÅŸkanı Mehmet Ali Talat ile Hristofyas arasında Pazartesi günü gerçekleÅŸtirilen görüşme ve yoÄŸunlaÅŸtırılmış görüşmelerin tarihi ve yerine iliÅŸkin yapılan ortak açıklama sonrasında Hristofyas, Rum BaÅŸkanlık Sarayı’na dönüşünde yaptığı açıklamada, müzakerelerde niye isteksiz olduÄŸunu ve niye iÅŸine gelmediÄŸi vakit ipe un serdiÄŸini çok açık ve net bir ÅŸekilde dile getirdi.
Adada yıllarca Rumların neden barış istemedikleri de bu açıklamayla iyice su yüzüne çıktı.
Hristofyas BaÅŸkanlık Sarayına dönüşünde yaptığı açıklamada kelimesi kelimesine “Federasyon çözümü zor bir çözüm ÅŸek...
Rum tarafının çözüm konusunda ne kadar isteksiz olduÄŸu ve adada yaÅŸayan iki halkın ortak bir yaÅŸam baÅŸlatmasına ne kadar karşı oldukları “Liderlerin kendi aralarında anlaÅŸmaya vardıkları evlerde görüşme” konusunda bile su yüzüne çıktı.
Aslında su yüzüne çıkan, bir AB ülkesi olmasına raÄŸmen Rum tarafında kökleri çok derinlere giden bir “Derin Devlet”in olduÄŸu gerçeÄŸi. Sadece bu gerçek bile Kıbrıs Rum Yönetiminin AB’ye hak ettiÄŸi için deÄŸil, Türkiye’ye karşı piyon olarak kullanılmak için alındığının en güzel ispatı.
Nerede ki Kıbrıs Rum Yönetiminin, beyaz kadın ticaretiyle, uyuÅŸturucu transit merkezi olmakla, kara para aklanma merkezi göreviyle, AB’nin terörist...