





Sayın Cumhurbaşkanı Sözcüsü Barış Burcu’nun 13 Temmuz günü yaptığı Basın açıklamasında “müzakerelerdeki nüfus ve yurttaşlık konularının çarpıtılarak saptırıldığını” söylemesi ve açıklamasına devamla “Her iki taraf da BM nezdinde bugüne kadar yaptıkları yurttaşlıklarla ilgili bilgi ve sayı paylaşımı yaptı. Bu rakamlar tutanaklara da girdi. Ortaya çıkan tablo mevcut 220 bin KKTC ve 802 bin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yurttaşının başka herhangi bir kritere bakılmaksızın, otomatik olarak federal Kıbrıs cumhuriyeti vatandaşı olacağıdır. Bu konuda fikir birliğine varılmıştır. Bazı oranlar konuşularak mesele başka yerlere çekilmeye çalışılıyor.” demesi asıl kafaları karıştıranın kendisi...
Geçen haftalarda Yalvaç’la ilgili yazdığım yazının o denli ilgi çekeceğini tahmin etmemiştim. Onlarca mesaj ve mail aldım Yalvaç aşıklarından. Ne de çok seveni varmış Yalvaç’ın. Kimi beğendi ve destekledi, kimi az yazmışsın diyerek tatlı tatlı sitem etti, kimi de benim unuttuğum veya da bilmediğim özelliklerini aktardı Yalvaç’ın bana.
[caption id="attachment_5472" align="alignleft" width="300"]
Eski Rum milletvekili Hristos Rotsas’ın “15 Temmuz gecesi ele geçirdiğimiz fırsatı yitirdik. Türklerin zayıf olacağı bir anı yakalayıp hepsini esir alabilmek için 42 yıl boyunca hazırlık yapsaydık, Kıbrıs’taki 43 bin Türk askerini darbe gecesi esir alıp Vasiliko veya Baf’a götürüp, adanın tümünü ele geçirebilirdik” itirafından sonra diğer sıradan Rumlar da içlerindeki kin dolu ve adanın tümünü ele geçirmeye yönelik yıllarca sakladıkları duygularını daha doğrusu ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar.
Aşağıda adresini verdiğim “Beyin yıkama ters çevrildi” başlıklı siteye bir göz atarsanız;
İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in Türk-İsrail ilişkilerini normalleştirme anlaşması kapsamında İsrail MEB’indeki yataklardan başlayıp Rum MEB’i içerisinden geçerek Türkiye’nin Güney sahillerine ulaşacak 500 km uzunluğundaki boru hattı yapılacağını ve İsrail gazının en güvenli bir şekilde Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılacağını açıklayınca Rumlar’da şafak attı. Steinitz’in bu açıklaması Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i, Rum hükümetini ve Rum siyasileri bayağı endişelendirdi. Endişelendirmekten öteye bütün dünyalarını kararttı.
Geçmiş yıllarda İsrail ile yaptıkları birtakım ikili anlaşmalarla İsrail’i Türkiye’den koparabilecekleri hayaline kap...
15 Temmuz gecesinde Türkiye’de yaşananlardan sonra gözümüz kulağımız hep kuzeye, anavatan Türkiye’ye dönük. Adeta nefes almadan Türk medyasını takip ediyoruz Türkiye’de nelerin olup bittiğini anlamak için. Bu günler içinde Kıbrıs Rum tarafı yansa, kül olsa bile pek dikkatimizi çekmeyecek neredeyse.
Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’de yaşanan darbe olayından sonra Atina’da kendilerine özgü bir “Kriz komitesi” kurdular ve bu komitenin ilk toplantısı da bugün yapılacak olan Atina toplantısı içinde yer alacak. Gerçekte bugünkü toplantının amacı ve ana gündemi “Kıbrıs sorunu ve bölgesel işbirlikleri” idi ama “Türkiye’deki darbe girişimi ve darbe sonrası” İngilizcesi ile “The day after...