KKTC’yi Kurmakla Neyi Kazandık

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 15 Kasım 2011 Saat : 11:20


 
Beşparmaklardaki KKTC Bayrağı

Beşparmaklardaki KKTC Bayrağı

Tüm Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının, kendini Kıbrıslı Türk addedenlerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gönül verenlerin ve okuyucularımın, KKTC’yi 28. yaşına taşıyan Cumhuriyet Bayramlarını kutlarım.
1955-1960 ve 1963-1974 yılları arasında geçen kötü günleri yaşayan, soykırıma uğratılan, Rum adalet ve siyasi yönetim mekanizması içinde her konu ve olayda haksızlığa uğramış olan belli yaş grubuna ait bizlerin, bu günün kıymetini takdir etmemizin, daha genç yaş gruplarına kıyasla daha farklı olduğu kesin.
Aynen “Çok okuyan değil, çok gezen bilir” atasözümüze uygun olarak “Teorik değil, deneyimsel kurallar uzun ömürlü olur” sözünü Kıbrıs’ta kurulması için yoğun çaba sarf edilen ortak devlet için söylemek, doğru bir yaklaşım, doğru bir tavsiye niteliğinde olacaktır.
Tarihimizi bildiğim, geçmişi yaşadığım için “Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi olmadan, Kıbrıslı Türklerin kurulması empoze edilmeye çalışılan ortak devletteki haklarının,Anayasanın içine konmasından öteye yaptırımsal ve kendi geleceğini tayin etmek garantiler ile korunmadığı müddetçe,kurulacak bu yeni bir devletin ömrünün 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti gibi kısa olacağını söylemek, hiçte yanlış bir öngörü olmaz.
1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Kara Papaz Makarios kendini o denli güçlü ve dokunulmaz hissetmişti ki, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını dikkate almamış, Belediyeler ve Vergiler konusunda Kıbrıslı Türklerin taleplerini haklı bulan Anayasa Mahkemesinin tarafsız bir ülkeden gelen başkanı Ernst Forsthoff’u bu kararından dolayı istifaya mecbur etmiş, sonra da 1 Ocak 1964 sabahı, herhalde yılbaşı kutlamasında içtiği içkiler başına vurmuş olmalı ki, altında garantör devletler olan İngiltere, Türkiye ve Yunanistan ile birlikte Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının liderlerinin imzalarının yer aldığı ve BM’ye tescil edilmiş1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını iptal ettiğini açıklamıştı.
Çok değil aynı günün öğlen vakti de “Yanlış anlaşıldığını” beyan ederek bu sözlerini geri almıştı.
Önemli olan sözlerini geri alması değil, dönemin Rum halkının düşüncelerini temsil eden Rum liderinin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına bakışı, düşüncesi ve mantığıydı.
Günümüzde, 1968 yılından beridir süregelmekte olan müzakerelerin gidişatı, Rumların güneye geçen Kıbrıslı Türklere karşı aşağılayıcı ve darp edici davranışları, Rum hükümetinin ve Yunanistan’ın Kıbrıslı Türklerin dünya ile olan bağlarını koparmak için ellerinden geleni yıllardır yapıyor olmaları hala daha bu mantık ve düşüncede olduklarını göstermekte.
Ellerinden gelse soluduğumuz havadan bile bizi, azınlık olarak kayıtsız şartsız yönetimleri altına girmeyi kabul etmediğimiz müddetçe, mahrum etmek düşüncesindeler.
Ada üzerinde kulları köleleri olmadığımız müddetçe bize hiçbir hayat hakkı tanımak istememektedirler.
Kıbrıslı Rumların KKTC’yi hazmedememelerinin nedeni de budur.
Adanın kuzeyinde, yaşadığımız zor günlerden, uğradığımız soykırımdan sonra kurmayı başardığımız “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ile kendi yönetimimiz altında, kendi askerimizin sınırlarımızı koruduğu, polisimizin iç güvenliğini sağladığı, yargı düzenimizin çağdaş hukuku uyguladığı, meclisimizin yasama görevini eksiksiz yerine getirdiği, ulaşım ve iletişimde çok iyi bir alt yapıya sahip olduğumuzu, kabul edilse de edilmese de KKTC pasaportumuz ile seyahat edebildiğimizi, yetmişe yakın yabancı ülkeden öğrencilerin KKTC’ye gelerek üniversitelerimizde okuduğunu bir türlü kabul edememektedirler.
Bu düzeni yıkmak ve yok etmek, Kıbrıslı Türkleri kendilerine muhtaç ederek yönetimleri altına almak ve adanın tümüne de 1974 öncesinde olduğu gibi mutlak hâkim olabilmek için elden geleni de yapıyorlar ve
Yapmaya da devam edeceklerinden de hiçbir kuşkum yok.
Sürmekte olan müzakereler bunun en güzel bir ispatı. Kıbrıslı Türklerle, eşit koşullarda eşit siyasi haklara sahip ortak bir devleti kurmak için anlaşmaya varmak yerine, varmamak için uğraş vermekteler.
Bizlere egemen olmanın getirdiği özgürlüğü yaşatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve sürdürülebilirliğini korumak hepimizin görevimiz olmalıdır.
Aksini düşünmek bile istemiyorum.

Prof. Dr. Ata ATUN
ata.atun@atun.com
http://www.ataatun.com

16 kasım 2011

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ABD GAZZE’de Liman istiyor
  • Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim
  • Aile Vakfımızın İftar Yemeği
  • Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler
  • 60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli
  • Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
  • BRTK TV Programı
  • Müzakerelerin İçeriği Değişir mi?  
  • Doğu Akdeniz ve KKTC başlıklı KONFERANS
  • Soğuk Savaş Kızışıyor
  • Okunma 598
    KKTC’yi Kurmakla Neyi Kazandık için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar