AB İLE 12 BAŞLIKTA MÜZAKERE BİZİ NEREYE GÖTÜRÜR

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 27 Aralık 2007 Saat : 6:28


 

22 Aralık günü çarpıtılarak verilen “AB, KKTC ile katılım müzakerelerine başlıyor” haberinin bir balon olduğu, aradan daha birkaç gün geçmeden ortaya çıkıverdi.

 

Üstelik Olli Rehn’in, Başbakan Ferdi S. Soyer’e karşı takındığı tavır ve daha evvel kendisinin verdiği bir randevuyu da, nedeni ne olursa olsun toplantıya bir saat kala iptal etmesi de kabul edilebilir bir yaklaşım veya politik davranış değil.

 

Zaten bu aşamada AB’den, Kıbrıslı Türklerin lehine bir davranış beklemekte çok yanlış. Rumlar AB üyesi oldukları müddetçe Kıbrıslı Türklerin hayrına hiçbir gelişmeyi kabul ettirmeyecekler ve elden gelen zorluğu çıkarıp her tür engeli bu gelişmenin önüne koyacaklar.

Rumların bir tek istedikleri var. Adada “Üniter Rum devleti” kurmak, Kıbrıslı Türkleri anavatan Türkiye’den koparmak ve Osmosiz yolu ile de asimile ederek adanın tümüne hâkim olmak.

 

Başbakan Ferdi S. Soyer’in, konu ile ilgili olarak basında yer alan ilk açıklaması “KKTC’nin AB’yle, Mali Yardım Tüzüğü’yle ilgili 12 başlık­ta uyum çalışmaları başlatması konusunda mutabakata varılmıştır”  cümlesi yanlıştır veya yanlış algılanarak yazılmıştır.

Bu cümle kendi başına, kamuoyunu büyük yanılgılara sürükleyecek niteliktedir.

 

AB’nin KKTC ile başlatmış olduğu hiçbir görüşme veya çalışma yoktur.

Gerçekte AB için KKTC yoktur ve hiç var olmamıştır. AB’nin hiçbir belgesinde KKTC sözü geçmemektedir ve KKTC’ye atfen veya KKTC muhatap alınarak hiçbir karar da alınmamıştır.

Başbakan Ferdi S. Soyer,  birkaç gün sonra yaptığı konu ile ilgili düzeltme amaçlı yeni bir açıklamada  “Mali Yardım Tüzüğü’nün 3. ve 4. bendine dayanarak Kıbrıs Türk tarafının çözüme hazırlanması ve AB standartlarına yükseltilmesi için uyum çalışmalarının gündeme getirilmiş olmasıdır” diyerek, söz konusu çalışmaya daha değişik bir boyut getirmiştir.

Neydi bu Mali Yardım Tüzüğü’nün 3. ve 4. bendleri;

 

(3)  Kıbrıs’ın AB’ye katılımını takiben, 2003 yılı Katılım Antlaşmasının 10 numaralı Protokolü’nün 1(1). maddesi uyarınca, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin etkili bir denetime sahip olmadığı Kıbrıs Cumhuriyeti bölgelerinde müktesebatın uygulanması askıya alınmıştır (bundan sonra “bölgeler” olarak bahsedilecektir).

 

(4)  10 numaralı Protokolün 3(1). maddesi uyarınca, Protokol’deki hiçbir hüküm söz konusu bölgelerin ekonomik kalkınmasının teşvik edilmesine yönelik tedbirler alınmasını engellemeyecektir.

 

AB’nin, söz konusu 12 başlık­ta uyum çalışmalarını başlatmak istemesi gerçekte sadece 4.cü maddede üstü kapaklı olarak yer almaktadır. Yani böylesi bir çalışmanın yapılması 4.cü maddenin nasıl yorumlandığına bağlıdır.

Söz konusu Mali yardım Tüzüğüne göre de muhatap,  “Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin etkili bir denetime sahip olmadığı Kıbrıs Cumhuriyeti bölgelerinde yaşayan Kıbrıslı Türklerdir” ve kesinlikle KKTC değildir.

 

Bilindiği gibi Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti AB’ye üye olurken Kıbrıs sorunu çözülmediği için müktesebatın Kuzey’de uygulanması askıya alınmıştır.

Aşağıda yer alan 29 Nisan 2004 tarihli “AB Kıbrıs Tüzüğü”nün giriş bölümündeki ilk 4 madde, hem müktesebatı, hem sınırı ve hem de katılımdan sonra kuzeyde kimin egemenliğinin geçerli olacağını açık ve net olarak belirtmektedir.

 

(1) Avrupa Konseyi, yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’ın katılımından yana olan güçlü tercihini birçok kez vurgulamıştır. Kapsamlı bir çözüme maalesef halen ulaşılmış değildir. Kopenhag Avrupa Konseyi Sonuçlarının 12. paragrafına uygun olarak, Konsey, 26 Nisan 2004 tarihinde, adadaki mevcut duruma ilişkin tutumunun çerçevesini çizmiştir.

(2) Çözümü bekleme aşamasında, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’nin etkili kontrolü altında bulunmayan bölgelerde, müktesebatın uygulanması, 10. Protokol’ün 1(1). maddesi uyarınca ertelenmiştir.

(3) 10. Protokol’ün 2(1). maddesine uygun olarak, söz konusu erteleme, AB hukukunun ilgili hükümlerinin, yukarıda belirtilen bölgeler ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin etkili kontrolü altında bulunan bölgeler arasındaki hatta uygulanma koşullarının belirlenmesini gerektirmektedir. Söz konusu kuralların etkili bir şekilde hayata geçirilmesini temin etmek için, uygulama, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’nin etkili kontrolü dışındaki bölgeler ve İngiltere ve Kuzey İrlanda’nın Adanın Doğusundaki Egemen Üs Alanı arasındaki sınıra genişletilmelidir.

(4) Yukarıda bahsedilen hattın AB’nin dış sınırını teşkil etmemesi nedeniyle, malların, hizmetlerin ve kişilerin geçişine ilişkin olarak, öncelikli sorumluluk Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bulunmak kaydıyla, özel kuralların belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıda bahsedilen bölgelerin geçici olarak Topluluğun gümrük ve mali sınırları ile özgürlük, adalet ve güvenlik alanının dışında olması sebebiyle, söz konusu kuralların, AB’nin yasadışı göç, kamu düzeni ve malların serbest dolaşımına ilişkin güvenliğini eşit standartlarda sağlayacak şekilde uygulanması gerekmektedir. Sözü edilen bölgelerde, hayvan sağlığına ilişkin yeterli bilgi elde edilene kadar, hayvan ve hayvan ürünlerinin dolaşımı yasak olacaktır.

 

Bu güne kadar “Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin etkili bir denetime sahip olmadığı Kıbrıs Cumhuriyeti bölgeleri”nde yaşayan Kıbrıslı Türkler ile uyum çalışmaları Avrupalı uzmanların katılımıyla basit bilgilendirme seminerleri şeklinde yapılmaktaydı. Şimdi bir gömlek daha ileri gidildi ve KKTC’ye rağmen Kıbrıslı Türklerin tanınmış bir devleti olmadığı  gerekçesi ile AB bunu Genişleme Müdürlüğünün PFAA programı çerçevesinde yürütmek kararı aldı.

Bilindiği gibi PFAA programı, Avrupa müktesebatının müstakbel girişi ve uygulan­masıyla ilgili bir çalışmalar süreci veya programı.

 

Söz konusu 12 başlık­ta uyum çalışmaları başlatılmadan evvel, AB’ye katılımın gerçekleşmesi durumunda, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin etkili bir denetime sahip olmadığı Kıbrıs Cumhuriyeti bölgeleri”nde Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümetinin “etkili denetimin olmayacağının” peşinen AB’ye belirtilmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde, AB ile uyum çalışmaları “Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti kimliği dışında, başka bir devlet statüsü (KKTC) altında yapılmadığı takdirde, uyumun gerçekleştirildiği anda Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Hükümetinin etkili denetimi, KKTC topraklarını da kapsayacak şekilde hemen ve derhal genişleyecek, KKTC’de tarihin derinliklerine gömülecektir.

Uygulanacak strateji ve gelişmelere göre uygulanacak A veya B planları saptanmadan “Barış”, “Çözüm” gibi cilalı laflar kullanılarak yapılan bu tür çalışmalarla açıkça “Ateşle oynanmaktadır”.

Tanrı bizi ve uğruna ölen şehitlerimizi daha birkaç gün evvel andığımız KKTC’mizi korusun.

 

 

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • Sıra Kimde?
  • İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi?
  • Coni niye Kıbrıs’ta?
  • Ata Atun – Netflix, “Famagusta” adlı dizi
  • Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı?
  • Niyet başka akıbet başka!
  • İsrail Fikir mi Değiştiriyor?
  • Ata Atun, Kıbrıs TV
  • AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor
  • Şanlı Erenköy Direnişi
  • Okunma 70
    AB İLE 12 BAŞLIKTA MÜZAKERE BİZİ NEREYE GÖTÜRÜR için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3

    Arşivler

    Son Yorumlar