BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARI İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ? |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Rum gazetelerine ve Kıbrıs Rum Yönetimi başkanı Papadopulos’a göre BM Güvenlik Konseyinin 14 Aralık tarih ve 1789 sayılı kararı büyük bir zafer.
Gerçekten de bir zafer mi?
Biz her şeyi kaybettik de Rumlar Kıbrıs konusunda yeni kazanımlar mı elde etti?
Her şey bitti mi?
Bunu yanıtı, kısa ve öz olarak “Hiçte öyle değil”dir.
Bu olaya nereden, hangi açıdan ve neyi hedefleyerek baktığınıza bağlı.
BM Güvenlik Konseyinin son aldığı 14 Aralık 2007 tarih ve 1789 sayılı kararını, yıllar önce alınan ve izolasyonlara temel teşkil eden 18 Kasım 1983 tarihli 541 sayılı karar ve 11 Mayıs 1984 tarihli 550 sayılı kararla ve bunların üstüne inşa edilen tüm diğer kararlar ile kıyaslandığında, yaşanan gelişmelerin ve alınan bu son kararın çokta kötü olmadığı, tam tersine Rumlar için de bir yenilgi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Zaten kararın içeriği ne olursa olsun, Papadopulos BM Güvenlik Konseyinin bu kararını bir zafer olarak nitelemek zorundadır. Dişli rakiplerle seçime gitmektedir ve en küçük bir başarısızlık veya yenilgi mesajı, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmesine neden olacaktır. Bu nedenle de kararı bir zafer olarak nitelemesi çok doğaldır.
Ama gerçekte Papadopulos’un her zaman olduğu gibi yalana dayalı “Kıbrıs’lı Türklere uygulanan herhangi bir İzolasyon yoktur” propagandası, bu son yedi gündeki gelişmeler sonrasında açıkça iflas etmiştir. Kıbrıslı Türklere izolasyonların uygulandığı BM’nin 1.ci adamı tarafından dile getirilmiş ve kayıtlara geçmiştir. Üstelik Genel Sekreter Ban Ki Moon, “İzolasyonlar” konusunda bir genelleme yapmamış, üstü kapaklı konuşmamış, tam tersine tam bir vurgulama yapmış ve kaldırılması için çağrı yapmıştır.
Rusya Dış İşleri bakanı Sergey Lavrov adaya apar topar boşuna gelmedi. Raporun yayınlanmasından sonra Papadopulos sıkıntıya düşmesin diye Papadopulos’a destek vermek, Rusya hükümetinin Papadopulos’un arkasında olduğu imajını yaratmak ve raporu yumuşatacağına dair söz vermek için geldi. Nitekim sözünü tam olarak olamasa da tutabildi ve rapordaki “İzolasyonlar” kelimesinin çıkartılması ve yerine “ Son 6 aydaki gelişmeler” kelimelerinin konmasına ön ayak oldu.
BM Güvenlik Konseyi üyesi Rusya, Fransa ve Çin, kararın Kıbrıslı Rumların istekleri doğrultusunda çıkması için çabalamalarına karşın ABD ve İngiltere’nin karşı koymaları sonucunda ortak bir yol bulundu ve rapor yumuşatılarak karar şekline dönüştürüldü.
Ama BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un 3 Aralık pazartesi günü yayınladığı Barış Gücü (UNFICYP)’in görev süresinin uzatılmasıyla ilgili ve içinde Kıbrıslı Türklere uygulanan İzolasyonların kaldırılmasına ilişkin önerilerin de yer aldığı rapor rafa kaldırılmış veya aniden yok olmuş değildir. Rapor oradadır ve artık arşiv kayıtlarında yerini almıştır.
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, söz konusu UNFICYP raporunda Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargoların kalkmasını ilk kez açıkça desteklediğini ortaya koymuş ve raporunda izolasyonların kalkmasının “tanınma teşkil etmeyeceğini” de vurgulamıştır.
Papadopulos’un “Kıbrıs’lı Türklere uygulanan herhangi bir İzolasyon yoktur” çırpınışlarına ve yalana dayalı politikasına bir son vermektedir bu rapor.
Üstelik Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonlar konusu raporun “olaylar” kısmında değil “gözlemler” bölümünde yer almıştır.
BM Genel Sekreterinin gözlemi, “Kıbrıslı Türklere İzolasyonların uygulandığı ve kaldırılması gerektiği” şeklindedir.
Kıbrıs konusundaki gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.
BM Güvenlik Konseyinin 14 Aralık tarih ve 1789 sayılı kararına bir başka açıdan bakıldığında da görülen ve hissedilen, geleneksel olarak hemen hemen her kararda yer alan Kıbrıs konusunda Türkiye aleyhtarı imaların ve üstü kapalı suçlamaların, istila ve işgal gibi lafların bu raporda artık yer almadığıdır.
Aslında BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un söz konusu raporu, bir yerde yıllar önce alınan ve izolasyonlara temel teşkil eden 18 Kasım 1983 tarihli 541 sayılı karar ve 11 Mayıs 1984 tarihli 550 sayılı kararları iyice zayıflatmaktadır.
541 ve 550 sayılı kararı alan organın başındaki kişi, bunlar artık kaldırılsın demektedir.
Bundan sonra Türk soylu devletlerin ve İKÖ üyesi ülkelerin alacakları ortak kararlar ve izolasyonları kaldırma girişimleri, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un 3 Aralık Raporu doğrultusunda, her ne kadar bu rapor BM Genel Kurulu veya Güvenlik Konseyi kararı olmasa da, Birleşmiş Millerler kararlarına aykırı bir davranış olarak tanımlanamayacaktır.
KKTC hükümeti, özellikle Eğitim, Spor ve Kültür alanındaki ambargolarının kaldırılması için bu raporu gerektiği her yerde masaya koyabilir ve arkasına Ban Ki Moon’u alarak taleplerde bulunabilir.