Rumlar “BARIŞ” derken neyi kastediyorlar? |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Bir iddiaya göre BM, ABD ve AB’yi de arkasına alarak Nisan 2005 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayacak Denktaş’ın yerine seçilecek yeni Türk liderini bekleyecek ve yemin töreninden hemen sonra da Annan Planı’nı Mayıs ayında masaya koyacak ve Ağustos’ta da taraflara el sıkıştıracak. İster gönüllü ister zoraki.
BM yetkililerinin Annan planında iki tarafın da önerilerini dikkate alan bazı ayarlamalar yapılabileceğini belirtmeleri ve planın, özellikle Türk tarafında kabul edilmesi nedeniyle de, özünde kapsamlı bir değişiklik yapılamayacağını vurgulamaları çok önemsenmesi gereken bir açıklamadır.
Ben, 2005 yılının 2.ci yarısında “BİRLEŞİK KIBRIS CUMHURİYETİ”ni hayata geçirmek için BM Genel Sekreteri Annan’ın, Kıbrıs’ta taraflara, “Barış Görüşmeleri”nin yeniden başlatılması için çağrı yapacağına, bu çağrıdan sonra “5.ci Annan Planı” zemininde ama değişik bir “Çözüm Planı” adı altında görüşmelerin yeniden başlayacağına ve en geç eylül’den evvel de tarafların istese de istemese de zorla anlaştırılarak “BİRLEŞİK KIBRIS CUMHURİYETİ”nin kurulacağını ve bu nedenle de AB’nin Türkiye ile müzakerelerin başlatılması için koyduğu Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini dolaylı da olsa tanımasına gerek kalmayacağını öngörmekteyim.
Burada mühim olan nokta, Annan Görüşmeleri sonrası 24 Nisan 2004 tarihinde yapılan Referandumda, bağımsız ve tek başına karar verebilmiş olan Kıbrıs’lı Rumların, 2005 yılınınj yaz sonlarına doğru yapılacağını öngördüğüm Referandumda, AB ailesinin bir parçası olarak, Tasos Papadopulos’un istek ve görüşleri doğrultusunda oy kullanıp, kullanamayacağıdır. Bu konu aslında çok ilginç ve beni uzun zamandır hep ikileme sokuyor.
İkilemin bir tanesi, Papadopulos’un 17 Aralık sonrası söylemleri ve çizdiği “olmazsa olmaz çizgiler”. Bunlar sırası ile şöyle;
İkilemin öbür bacağı ise “Türklerle hiçbir şekilde anlaşma yapmamak”. Bunun nedenlerinden bir tanesi, Türklerle anlaşma yapıldığı vakit, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin, Türkiye-AB müzakereleri yapılırken elinde tutacağı VETO kartının bir ucu Türklerin elinde olacağından dolayı, Rumların her istediklerinde bu kartı kullanamayacak olmaları. Bir başka neden de, Ab üyesi Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini bizimle paylaşmak istememeleri. Papadopulos’un bu çizgilerden nereye kadar gerileyebileceği konusuna yarın değineceğim…