Rumlar Türkçe’yi AB’ye nasıl sokmadılar |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Türkçe’nin Avrupa Birliğinde resmi dil olmaması için oynanmış olan oyun dahiyane ve uzun vadeler hesap edilerek yapılmış. Bu hesap içinde Helen dünyasının tüm çıkarları inceden inceye düşünülmüş ve strateji ona göre belirlenmiş.
Önce işe 1959’dan başlayalım.
11 Şubat 1959, Kıbrıs Anlaşmaları Bölüm II, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Temel Yapısı, madde 2. “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dilleri Rumca ve Türkçe olacaktır. Yasama ve idari belgeler ve dokümanlar iki resmi dilde yazılacak ve yayınlanarak ilan edilecektir.” demektedir. Bu madde aynen 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anlaşmasında da yer almıştır.
Yani, Kıbrıs Cumhuriyetinde Türkçe ve Rumca olmak üzere iki resmi dil vardır ve tüm yazışmalar ve görüşmeler bu iki dilde yapılacak denmektedir.
Wikipedia ansiklopedisine bakarsanız “Halk Yunancası ya da Yunanca söylenişiyle Demotiki, 1976’dan beri Yunanistan‘ın ve Kıbrıs Rum Yönetimi‘nin resmî dilidir.” yazmaktadır.
Yunanistan 1981 yılında AB üyesi olurken ana dilini Demotiki yani Yunanca olarak beyan etmiş.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), 1 Mayıs 2004 tarihinde AB’ye üye olurken, yukarıdaki 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anlaşmasına aykırı olarak iki toplumdan oluştuğunu ve iki tane resmi dili olduğunu saklamış ve resmi dilini İngilizce olarak beyan etmiştir. Eğer Kıbrıs Rumları resmi dil beyanlarını Yunanca olarak yapmış olsalardı, adadaki iki toplumdan diğerinin de ana dilinin resmi diller arasına girmesi gerekiyordu ve 1 Mayıs 2004’den sonra Türkçe’de AB’nin resmi dili olacaktı.
İşte kurnazlık burada başlıyor. Türkçe’nin AB’nin resmi dili olmasını önlemek için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi dil beyanını, “Bizim ana dilimiz İngilizce’dir” şeklinde yaptı.
Yunanca’nın ana dil olduğunu inkar edip İngilizceyi ana dil olarak beyan etmekteki amaç neydi.
1- Türkçe’nin AB’nin resmi dilleri arasında yer almasını önlemek,
2- İş başvurularında Türklere ana dillerine ilaveten iki dil daha bilmeleri dezavantajını getirmek.
Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesinin engellenmesi, Kıbrıslı Türkler de dahil olmak üzere tüm Türkiye’de ve Avrupa’da yaşayan Türklere AB kurumlarında iş bulmalarının yolunu tıkadı. Çünkü, AB kurumlarında göreve başlamak ve AB personeli olabilmek için ya ülkenizin resmi dilinden ya da AB dilleri arasından seçeceğiniz bir başka dilden sınava girilmesi zorunluluğu var.
Yunanistan, AB üyesi ve Yunanca da resmi AB dillerinden biri olduğu için, Kıbrıslı Rumlar, sınavlara ana dil olarak deklere ettikleri İngilizce yerine, kendi ana dilleri de olan ve Yunanistan tarafından ana dil olarak deklere edilmiş bulunan Yunanca’dan sınava girme şansı kazanırken, Türkler, ana dilleri olan Türkçe’nin resmi AB dillerinden biri olmaması nedeni ile Türkçe dışında bir başka dilden sınava girmek zorunda kalıyorlar.
Bu tabi, güya AB üyesi sayılan Kıbrıs’lı Türkler için çok büyük bir dezavantaj.
Bu yapılan yanlış uygulama ve ayırımcılık nedeni ile Kıbrıs’lı Rumlar bir işe başvuru yaptıkları zaman Kıbrıslı Rumların ana dili (main language) olarak deklere edilmiş olan İngilizceyi ve AB resmi dillerinden biri olan Yunanca’yı veya Almanca’yı veya Fransızca’yı veya bir başka resmi AB dilini bilmesi gerekiyor. Aslında Kıbrıs’lı Rumların ana dilleri Yunanca, bildikleri ikinci dil ise İngilizce.
Ama iş Kıbrıs’lı Türklere gelince, AB bir şeylerin farkına varmış ama tam olarak ne olduğunu anlamamış olmalı ki, özel bir koşul koymuş ve başvuruyu yapan Kıbrıs’lı Türk Yunanca bilmiyor ise yerine ana dil olarak başka bir resmi AB dilinin, örneğin Danimarkaca, Hollandaca, Portekizce’nin vb. kabul edileceği belirtiliyor.
Anlaşılan AB sonraları bir hata yaptığı hatayı anlamış ve Kıbrıs’lı Türklerin ana dili olan Türkçe’yi AB’nin resmi dili olarak kabul etmek yerine, böylesi garip bir kural koymuş.
Koymasına koymuş ama Kıbrıslı Türkler kabul edilemez bir ayırımcılığa uğratılarak, Kıbrıslı Rumlara göre daha ağır ve benzeri olmayan koşullar ile karşı karşıya bırakılmış.
Bu nedenle Kıbrıs’lı Türkler, ana dilleri olmayan bir dili ana dili düzeyinde bilmek ve seçmek zorundalar ve üstelik bir de üçüncü bir dili de bilmek zorunluluğunda.
İnsan hakları şampiyonu AB, anlaşılan Kıbrıs’a bir tarafında siyah bir cam, diğer tarafında da normal bir cam olan gözlüklerle bakıyor ve sadece Rum tarafını görüyor.