





Hristofyas ile Eroğlu arasında yapılacak olan müzakerelerin ilk günü yaklaştıkça, Hristofyas’ın huzursuzluğu da artış göstermeye başladı.
Hergün biraz daha huzursuzlaşıyor, huzursuzlaştıkça da yalpalıyor.
Bir gün “Dönüşümlü Başkanlık” önerimi geri çekebilirim diyor, bir başka gün de benden söylediklerimi geri çekmemi beklemesinler diyor.
Muhaliflerinden ve Kıbrıs Rum halkından gelen eleştiriler ve baskılar nedeni ile bunalmış durumda. AB’nin “Direk Ticaret Tüzüğü” baskısı ve BM’nin de “KKTC’yi Tayvanlaştırma” korkutması olmasa şimdiye çoktan uyduruk bir bahane ile Türkleri suçlamış ve masadan kalkıp gitmişti.
Zaten m...
1999 Depreminde Yunanistan Dış İşleri bakanı olan Papaandreu, çok kısa bir zaman sonra Türkiye’ye gelmiş ve desteğimiz sizinle diyerek ilişkilerimizi arttıralım ve Ticaret hacmimizi dört milyar dolara çıkaralım demişti. Sözünü de tutmuştu.
2003 yılındaki Bingöl Depreminde Yunanistan anında yardım elini uzatmaktan gene hiç çekinmemişti.
Buna karşın da 2007 yılında da Yunanistan’daki Orman Yangınlarında Kızılay ilk elini uzatan kuruluş olmuştu.
Belli ki aynı coğrafyayı bölüşen iki komşu ülke kedi-köpek gibi birbirleri ile didişse de, biri sıkıntıya düşünce diğeri hemen yardım elini uzatmaktan hiç çekinmiyor.
Yunanistan’ın yaşadığı kriz döneminde 10...
Bir evvelki yazımda belirttiğim gibi 9 Mayıs ile 12 Mayıs tarihleri arasında Avusturya’nın Salzburg kentinde yapılan “Hangi Türkiye, Hangi AB” konferansına katıldım. Buna konferans da diyebilirsiniz, çalıştay da, beyin fırtınası da. Hepsi de vardı bu yoğun çalışma ve fikir üretme programının içinde. Program son derece yüklüydü. Açıkçası nefes alacak vaktimiz, Salzburg’u gezecek zamanımız bile olmadı.
“Salzburg Global Seminar”da tanıştığım kişilerin neredeyse büyük bir kısmı Avrupa Birliği’nin mimarlarından. Yasaları, başlıkları, kararları, tüzükleri ve benzeri AB’nin hukuksal yapısın oluşturan kuralları yaratmış veya yaratılmalarına katkı koymuş kişilerdi...
9 Mayıs’tan beridir Avusturya’nın Salzburg kentindeyim.
Avrupa Birliği’nin sayılı ve saygın düşünce kuruluşlarından birisi olan Salzburg Global Seminar’ın organize ettiği ve 12 Mayıs’a kadar sürecek olan “Hangi AB, Hangi Türkiye” konulu toplantılarına katılıyorum. Merak edenler (http://www.salzburgglobal.org) sitesinden daha detaylı bilgi alabilir.
Avrupa’nın ve Türkiye’nin saygın kişileri bu toplantıda konuşmalar yapıyorlar. Her gün her oturumda, dört önemli kişi konuşma yapıyor, dört adet karma gruplar kurularak atölye çalışmaları yapılıyor. Kıbrıs konusu 12 Mayıs Çarşamba günü tartışmaya açılacak.
<...“Doğrudan Ticaret Tüzüğü”ndeki son gelişmeler sanki bir senaryoyu çağrıştırıyor.
Bu öyle bir senaryo ki, tüm çalkantılardan ve müdahalelerden sonra “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”nün kuyruğuna bir takım tavizler eklenecek ve Türkler “Hayır” demekle karşı karşıya bırakılacak. Sonra da “Ne yapalım Türkler istemedi bu tüzüğün işlemesini” gerekçesi ile de bu tüzük AB’nin tozlu arşivlerine kaldırılacak.
Maksat sanki üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek gibi gözüküyor.
Evvelki gün Rum Temsilciler Meclisinde “Maraş’ın yasal sahiplerine iade edilmesi” ile ilgili bir karar tasarısı onaylandı.
Kararda, Maraş’ın 1...