Cenevre’de yüzde 29.2 oranında bir toprağın kalmasını KKTC halkına layık görüp, günümüz KKTC topraklarının neredeyse beşte birinin veya da yüzde 20’sinin iadesini içeren haritayı, büyük bir stratejik hata ile resmen masaya koyan Cumhurbaşkanı Akıncı, halkımız tarafından yoğun bir şekilde eleştirilince, “1986 Cueller Belgesinde yer alan 29+ yüzdeliğini Cumhurbaşkanı Rauf bey kabul etmişti. Harita KKTC Meclisinde Cuellar Belgesi ile ilgili yapılan kapalı oturumunda oylanmıştı ” diyerek topu rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a atmaya çalıştı ama top, KKTC Meclisi Başkanı Dr. Sibel Siber’in 17 Nisan 1986 tarihinde KKTC Meclisinde gerçekleştirilen kapalı oturumun tutanaklarını açıklayınca, dosdoğru kendisine geri döndü.
KKTC Meclisi Başkanı Dr. Sibel Siber, TDP Milletvekilinin talebi üzerine söz konusu kapalı oturumun tutanaklarını açtı ve konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Cuellar Çerçeve Anlaşma taslağı 17 Nisan 1986 tarihli kapalı oturumda görüşülmüş ama oylama yapılmamıştır. O dönemin dışişleri bakanı, “BM genel sekreterinin 29 Mart tarihinde taraflara sunmuş olduğu Çerçeve Anlaşma Taslağı konusunda Yüce Meclis’e bilgi sunmak için huzurlarınızdayım” diyerek sözlerine başlamıştır.” (Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Sibel Siber’in Cuellar Çerçeve Antlaşması Taslağı ile ilgili konuşması. 31 Ocak 2017, KKTC Meclisi) diyerek, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın iddialarının aksine haritanın oylanmadığını net olarak ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, 1 Şubat günü yaptığı açıklamada “Cuellar belgesinin oranın 29-30 arası bir yerde olacağını çağrıştırdığını” belirtmesi (TAK, Lefkoşa, 1 Şubat 2017, Haber Özetleri. 55) Cenevre sonrasında yaptığı açıklamalar ile ters düşmekte. “KKTC meclisinin kapalı oturumunda harita oylanarak kabul edilmiştir” diyerek son derece emin konuşan Akıncı, bu açıklaması ile haritanın yüzdeliğini kesinlikten çıkarıp “çağrışıma” dönüştürmekte. Yani “Rauf Bey böyle söylemedi ama ben böyle anladım”a getirdi konuyu.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Cenevre’de yaptığı stratejik bir hata ile masaya koyduğu, BM ve Rumlara sunduğu harita ile ilgili yaptığı her açıklamanın kendisini biraz daha sıkıntıya soktuğu kesin. 1 Şubat Cumhurbaşkanı Akıncı’nın harita konusunda günü yaptığı açıklamada “Yüzde 29+” söyleminin bazı kesimlerce çarptırıldığını ve bunun ‘yüzde 35 de olabilir diye söylendiğini” kaydederek, ‘Masada yüzde 35’i isteyemezsiniz fakat yüzde 25’e de kimse Kıbrıslı Türkleri ikna edemez” (TAK, Lefkoşa, 1 Şubat 2017, Haber Özetleri. 55) demesi ise bir başka konuyu saptırmaca girişimi. Cumhurbaşkanı bu sözleri ile aslında Kıbrıs Türk halkına “Ölümü gösterip Sıtmaya razı olmalarını isteyerek” kendini haklı çıkarmaya çalışmakta. Kıbrıs Türk halkının büyük bir kısmının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak tavizine karşı olduğunu, KKTC topraklarının beşte birinin yani yüzde yirmi büyüklüğünde bir arazinin Rumlara geri verilmesinin, 12 Şubat 1977 tarihinde Rahmetlik Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş ve Makarios arasında yapılan ve günümüze kadar uzamış müzakerelerin temelini oluşturan I. Doruk Anlaşmasındaki 2. Maddeye yani “Her toplumun yönetiminde bulunacak toprak, ekonomik bakımdan üzerinde yaşanabilirliliği, verimliliği ve toprak mülkiyeti ışığında ele alınacaktır” maddesine aykırı olduğu kesin.
Böylesi büyüklükte bir toprak tavizinin verilmesini ve Rumlara KKTC’nin beşte birinin iadesini, KKTC vatandaşlarının büyük çoğunluğunu ile adanın garantörlerinden bir tanesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de kabul etmeyeceği de kesin. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ve müzakere heyetinin artık bu bilinçle ve gerçekle masaya oturması gerekmekte, eğer tüm bu olanlardan sonra hala daha masaya oturacaklarsa…
Prof. Dr. Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: AtaAtun1
3 Şubat 2017