Camilerimiz ve Ezan

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 13 Ekim 2013 Saat : 8:00


 

Yarın Mübarek Kurban Bayramı.

Hac ziyaretinin son aşamasında Allah’a yakınlaşma adaklarının kurban keserek yerine getirilmeye çalışıldığı ve bayram olarak kutlandığı dönem “Kurban Bayramı.”

 

Kurban ibadetinin asıl amacı Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na yakınlaşmayı arzu etmek. Kurban kesen, bu ibadetiyle Allah’a yaklaşmış ve O’nun hoşnutluğunu kazanmış olur.

Tüm okuyucularımın Kurban Bayramını kutlar, ayırımsız olarak herkese, mutlu, huzurlu, başarılı ve sağlıklı bayramlarla dolu uzun bir yaşam dilerim.

 

Dün çok sevdiğim bir ağabeyimizin köşe yazısında kullandığı “Ezanın ses bandından yayınlanması bu şekilde sürerse korkarım ki müezzinlerimiz ezan okuma melekelerini yitirecekler” cümlesi ve bu şekilde düşünmesi beni çok üzdü.

 

Bu cümleyi kendi yazmamıştı. Bir okuru göndermiş ve o da bu cümleye yer vermişti yazısında, altında gönderen kişinin adıyla. Genelde KKTC’de neredeyse yetişkinlerin büyük çoğunluğunu tanımama rağmen yazının altındaki ismi tanımadığımı itiraf etmem gerekir.

 

Beni üzen, bunu yazan kişinin dini ibadetin nasıl yapıldığı, namazın nasıl kılındığı ve de camide cemaatle topluca yapılan ibadet, kılınan namaz ve hangi dualar ile nelerin okunduğu hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmadan bu cümleyi kaleme almış olmasıdır.

 

Bırakın Müezzinlerin, İmamların, Hocaların ve Yardımcı Müezzinlerin “Ezan”ı okuma melekelerini yitirmelerini, camiye her gün veya kendine uygun saatlerde giderek ibadete katılan cemaatin bile ezanı unutması ve ezan okuma melekesini kaybetmesi söz konusu değildir. Sabah, Öğlen, İkindi, Akşam ve Yatsı olmak üzere günde beş kez kılınan namaz için minareden hoparlörlerle okunan ezanın banttan veya da merkezi sistemden okunmasının, müezzinlerin ezan okuma melekelerini zayıflatacağı öngörüsü veya iddiası, konu hakkında yeterli bilgi donanımına sahip olmamaktan kaynaklanıyor gerçekte.

 

Namaza çağrı olarak hoparlörden okunan ezana ilaveten, cemaat camiye geldikten sonra caminin içinde belirli aşamalarda en az iki kez daha okunmaktadır ezan. Bu ezanları yardımcı müezzinler, müezzinler veya da hocalar okumaktadır. Minareden okunan ezanın banttan yayınlandığını farz etsek bile, caminin içinde gür sesi ile günde en az on kez ezan okuyan bir din görevlisinin nasıl ezan okuma melekesini yitireceğini çok merak etmekteyim.

Sanırım son günlerde dine karşı yükselen bir refleksin uzantısı olarak araştırmadan ve kulaktan dolma bilgilerle bir şeyler karalanıyor.

 

Dini konular en hassas, en bıçaksırtı konular, dini hassasiyetler ise en etkin hassasiyetlerdir. O yüzden konuyu fazla evirip çevirmeden, sizlere, evinize en yakın camiye günün belirli saatlerinde gitmenizi tavsiye ederim.

Zaman içinde camide geçirdiğiniz dakikaların sizi farklı bir ruhsal yapıya kavuşturacağını öngörerek,  “Denemekten hiç bir şey kaybetmezsiniz” diyebilirim.

Bugüne kadar dinden ve camiden uzak durmakla elde ettiğiniz kazanımlarınızın doğru olup olmadığını, bir müddet dine ve camiye yakın durarak elde ettiklerinizle kıyaslama olanağına kavuşur, hangisinin doğru olduğuna siz kendiniz karar verebilirsiniz, başkalarının düşüncelerini onaylamak ve uygulamak yerine…

 

Bölgenizdeki caminin cemaati ile tanışıp kaynaşmak; tüm insanların Allah huzurunda eşit olduğunu görmek ve şeytanın en sevdiği günah olan “kibir”den uzaklaşmak adına büyük bir kazanım. Camiye düzenli olarak giden ve dini vecibelerini kendi olanakları çerçevesinde yerine getirmeye çalışan kişilerin büyük bir çoğunluğu, belki zengin kişiler değiller, belki de toplumsal statüleri çok yükseklerde değil ama tümünün de mütevazi, alçak gönüllü, dürüst, çalışkan, verdikleri sözü tutan, güvenilir ve mükemmel birer ruh yapısına sahip kişiler olduklarını size garanti edebilirim.

 

Ortodoks Hristiyan Rum adadaşlarımızla yüzyıllarca Paskalya’da pilavuna yemekle, yumurta tokuşturmakla bir şeyler kaybetmedik ama artık Kıbrıslı Türkler olarak camilerimize ve din adamlarımıza daha sempatik bakmamızın, dinimize daha yakın olmamızın zamanı geldi, yerli yersiz, şehir efsanelerine dayalı eleştiriler üretmek yerine.

 

Yarınki Kurban Bayramımız bir vesile olsun, bu yıl Bayrama, her zaman gittiğiniz caminin cemaati ile sabah namazını kıldıktan sonra Bayram Hutbesini dinleyip, Bayram Namazını kılarak girin. Ne demek istediğimi, ne denli farklı bir dünyaya adım attığınızı anlayacaksınız.

Hayırlı Bayramlar Dilerim size…

 

Ata ATUN

e-mail: ata@kk.tc

http://www.ataatun.com

14 Ekim 2013

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı?  
  • Sıra Kimde?
  • İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi?
  • Coni niye Kıbrıs’ta?
  • Ata Atun – Netflix, “Famagusta” adlı dizi
  • Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı?
  • Niyet başka akıbet başka!
  • İsrail Fikir mi Değiştiriyor?
  • Ata Atun, Kıbrıs TV
  • AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor
  • Okunma 100
    Camilerimiz ve Ezan için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar