Kriz, TMK ve Maraş |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
“Ne oldum değil, ne olacağım” demeli, atalarımızın asırlar önce dediği gibi.
Rumlar ekonomik krizin fena esiri oldular.
Bu krizin, başlarına Kıbrıs konusunda da beklemedikleri bir takım sorunları daha getireceğini
söylemek yanlış olmaz.
Krizin Rumlarda, yılların değişmez, kemikleşmiş tabularını da yavaş yavaş yıkmaya başladığı kesin.
“Kişi başı gelirimiz 25 bin dolar. Biz Avrupa’nın refah seviyesi en yüksek ülkesiyiz” diye böbürlendikleri günler bitti artık.
Bilindiği gibi, o günlerde dünyaya yukarıdan bakan Rumların Kıbrıs deyişiyle “bıyıklarını balta kesmezdi.”
KKTC’yi yok addediyorlar, Kıbrıs’ın hepsini istiyorlar ve “biz ne istersek o olacak”
diyorlardı.
Tekerlek şimdi iyice dönmeye başladı. 1974’de yaptığı dönüşe bir urub (dörtte bir) daha eklendi.
Makarios darbeden önceki mitinglerinde ve TV konuşmalarında¸ “Adayı silah atmadan ele geçirebilmemiz ve Türklerden temizleyebilmemiz için Türk topraklarını satın almamız gerekir. Türklere on Kıbrıs Liralık malları için otuz veya kırk Kıbrıs
Lirası verin ve topraklarını satın alın.
Türk tüccarlarla da batırana kadar mücadele edin. Bu kutsal uğraşınızda Kilise
maddi ve manevi olarak yanınızda olacaktır.” derdi.
Neyse ki zamanın Yunanistan’daki albaylar cuntası adayı ele geçirmek için farklı bir yöntem uyguladı da Makarios’un bu ölümcül uygulamasından kurtulduk.
Uzun vadede, baskılar, işsizlik, parasızlık ve ekonomik çöküntü nedeni ile gençler adayı terk edecekti ve Kıbrıslı Türklerin hakları ve adadaki konumu “Kıbrıs Cumhuriyetinin Ortakları” statüsünden “Azınlık” statüsüne indirgenecekti.
Şimdi artık vaktiyle kendi hazırladıkları tuzağa kendileri düşmek üzere.
Gerek Maraş’a Türk İdaresi altında geri dönüş çağrısı, gerekse de Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) ödediği tazminat miktarları, yıllardır Kıbrıs Rum Yönetiminin Rum halkı üzerinde uyguladıkları siyasi baskı ile Rum Ortodoks Kilisesinin uyguladığı manevi baskıyı, yaşanan derin ekonomik kriz nedeni ile kırmaya başladı.
Taşınmaz Mal Komisyon’u Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) aldığı bir karar içeriğince kurulduğu ve resmen AİHM’nin akredite ettiği bir kuruluş olarak görev yaptığı için Kıbrıs Rum Yönetiminin, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kararlarını durdurmak ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Tapu Kayıtlarında işlem yaptırmamak gibi bir yetkisi veya lüksü yok. İtiraz hakkı da yok. İtiraz hakkı sadece Komisyona başvuran “özel kişi”ye ait.
Mal canın yongasıdır diyen birçok Rum, Maraş’a Kıbrıs Türk idaresi altında geri dönmeye sıcak bakmaya başladı.
Bunların başını da ünlü Rum ailelerinden birisi çekmekte. Maraş ta toprağı
olmayıp da adanın kuzeyinde taşınmaz mal bırakmış olanların baş da TMK’nın
uygulamaları ile dönmüş vaziyette. Cebinde 5 kuruşu olmayan ve borç batağına
iyice batmış olan Rumlar, çözümü TMK’ya başvuruda görüyorlar.
1 Temmuzdan sonra Kıbrıs konusunun çok farklı bir aşamaya gireceğini birçok kez dile getirmiştim, tekrarlıyorum.
Artık mevcut süreç son bulmak üzere.
Kıbrıslı Türklerin neredeyse son bir asırdır verdikleri adada varoluş mücadelesi, anavatan Türkiye’nin müthiş ve son derece akılcı katkıları, diplomasisi ve stratejisi ile biz Kıbrıslı Türkler için yılların baskı, ambargolar ve insanlığın yüz karası izolasyonlardan kurtulacağı yepyeni bir döneme giriyor.
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Ata ATUN
ata.atun@atun.com
http://www.ataatun.com
7
Mayıs 2012