Türk mallarına saldırı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Girne Dome Otel’de kalmaya gelen Avrupalı turistlere, 1974 öncesinde otelin sahibi olduğunu iddia eden Rum’un niye dava açmak istediği ve bu davranışın arkasındaki mantığın ne olduğu konusunda epeyi kafa yordum ve araştırma yaptım.
Bu fikrin arkasında, Kıbrıslı Türklere karşı tam bir organize saldırı var.
Rumlar aynen geçen yüzyılda Girit’te yaptıkları gibi, adanın tümünü ele geçirmeyi kafalarına koymuşlar. Bu yolda da arkalarına Avrupa Birliğini alarak dolu dizgin her yolu deniyorlar ve her yere de saldırıyorlar.
Ada üzerinde kesin ve tartışmasız bir hakimiyet kurabilmek için hem tanınmış bir devlet olmanın verdiği avantajları, hem de Avrupa Birliği üyesi bir ülke olmanın getirdiği olanakları acımasızca kullanıyorlar.
Yıllar önce bunu silah zoru ile yapmayı denemişlerdi. Baktılar gördüler olmadı şimdi bir türlü egemen olamadıkları toprakları, yapay ve yanlı hukuksal kararlarla ele geçirmeye çalışıyorlar.
Bir gün gene havaya girecekler ve tam işi sonlandırdıklarını zannedeceklerken 1922’de veya 1974’de olduğu gibi duvara toslayacaklar.
Dome Otel’de oynanmak istenen oyun tamamen Güneyde kalmış olan Türk mallarına yönelik, özelikle de Türk Vakıf mallarına.
Kurulan tezgahı, ne olacakları ve hedefin ne olduğunu daha şimdiden açık ve net olarak söyleyebilirim.
İlk adım Dome Otel’de kalan turistlere, Lefkoşa Rum Kaza Mahkemesinde dava açmak olacak. Orams Davası, Girne’de gerçekleşen bir olayın Girne sınırları dışında olan Lefkoşa Rum Kaza Mahkemesinde görülebilmesi kapısını açmıştı zaten. Rumları üzemeyelim mantığı ile Lefkoşa Kaza Mahkemesinin Girne’deki bir olayı yargılayamayacağı gerçeğine itiraz etmeyerek bu olanağı göz göre göre Rumlara hediye ettik.
Tabii sonra da aynı paralelde, Dome Otel’in, sahibi olduğunu iddia eden Rumdan izinsiz olarak kullanıldığı iddiası ile “Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresine” dava açılacak.
Zaten asıl hedef de bu.
Lefkoşa Rum kaza Mahkemesi, Türklerin açtığı davaları yıllarca sudan nedenlerle uzatıp Rumların lehine kararlar alırken, söz konusu Rum’un davası birkaç ay içinde sonuçlandırılacak ve karar doğal olarak gene Türklerin aleyhine çıkacak.
Kararın ne olacağını şimdiden kestirmek o kadar da güç değil.
Dome Otel’in 1974 öncesi eski sahibi olduğunu iddia eden kişiye iade edilmesi ve 1974 yılından itibaren kullanım kaybından doğan kayıpların da tazminat olarak ödenmesi şeklinde olacak bu karar.
Vakıflar İdaremiz de haklı olarak “Benim de güneyde binlerce dönüm toprağım ve binalarım var. Siz de bana bunların kullanım kaybını ödeyin” talebi ile bu tazminatı ödemeyi reddedince, Lefkoşa Rum kaza Mahkemesi de güneydeki Vakıf Mallarına el konulması, satılması ve elde edilen gelirle tazminatın ödenmesi kararını alacak.
Ve AİHM’deki Yunanlı yargıçların yardım ve destekleri ile güneydeki Türk Vakıf Malları’nın yağması da bu şekilde başlayacak, hem de dünyanın bile bile göz yumacağı, sözde yasal yollardan.